Numara : 64
Tarih : 7.8.2003
VERGİ  SİRKÜLERİ 
NO: 2003/64

 
KONU
 
Bazı Vergi Kanunlarında Yapılan Değişiklikler (4962 Sayılı Kanun)
 

Bugünkü Resmi Gazetede yayımlanan (Sayı: 25192) 4962 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanun” ile bazı vergi kanunlarında değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu Kanun ile yapılan değişiklikler hakkındaki açıklamalarımız, ilgili madde numaralarına atıfta bulunmak suretiyle aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.

1. İnternet Üzerinden Beyanname ve Bilgi Alınması
Vergi Usul Kanununun (VUK) mükerrer 257 nci maddesinin 4 numaralı bendinde yapılan değişiklik sonrasında vergi beyannameleri ile aynı Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgilerin internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi hususunda mükelleflere izin verilebileceği gibi bu konuda zorunluluk da getirilebilecektir.

Maliye Bakanlığı bu uygulamayla ilgili usul ve esasları belirlemeye, bu zorunluluğu beyanname veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya yetkili kılınmıştır.

2. Amme Alacakları Banka ve Kredi Kartı Kullanılmak Suretiyle Tahsili
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (AATUHK) 41 inci maddesinde yapılan değişiklik sonrasında, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, faiz, zam ve ceza alacaklarının banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılmak suretiyle tahsil edilmesi mümkün hale getirilmiştir.

Buna göre, banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanımı karşılığı olarak ödenmesi gereken paralar, kredi kartı ile yapılan tahsilatlarda azami 20 gün diğerlerinde azami 7 gün içerisinde TC Merkez Bankasına aktarılacaktır. Maliye Bakanlığının bu süreleri aşmamak kaydıyla, alacak türleri ve/veya bankalar itibarıyla farklı süreler belirleme yetkisi bulunmaktadır.

Düzenlemeye göre, bankalar amme alacaklarının kredi kartı ile ödenmesi sırasında amme borçlusundan komisyon alabilecektir. Bununla birlikte, Maliye Bakanlığı kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak ödemelerde komisyon ödenmemesi için amme alacağının vade tarihinde 20 gün öncesine kadar ödenmesi şartını getirmeye, ödemelerin komisyonsuz veya komisyon karşılığı yapılma şekillerinden birini veya her ikisini birlikte kullandırmaya yetkili kılınmıştır.

Banka ve kredi kartı kullanımı suretiyle yapılan tahsilatı zamanında Merkez Bankasına aktarmayan banka ve benzeri kurumlar ile çalışanlarına ceza ve faiz ödeme sorumluluğu getirilmiştir.

Bu düzenlemeye paralel olarak, AATUHK’nun Ek 1’inci maddesine eklenen 6 numaralı bent ile kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılmak suretiyle komisyonsuz yapılan ödemelerde, erken ödeme indiriminin hesabında ödeme tarihi paranın alacaklı tahsil dairesi hesabına geçtiği gün olarak dikkate alınacaktır.

3. İrtibat Bürosu Personelinin Ücretlerindeki Gelir Vergisi İstisnası
Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 23 üncü maddesinin 4842 sayılı Kanun ile 1/6/2003 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan 14 numaralı bendi kapsamında uygulanan irtibat bürosu personelinin ücretlerinin gelir vergisi istisnası yine 1/6/2003 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden getirilmiştir.

Buna göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden dözviz olarak ödediği ücretler gelir vergisinden istisnadır.
İrtibat bürosu personeline Haziran 2003 döneminde yapılan ücret ödemelerinden kesilen gelir vergisine ilişkin muhtasar beyannamenin vergi dairesine verilmesinin son günü olan 21 Temmuz 2003 tarihidir. 4962 sayılı Kanun bu tarihten sonra yayımlandığı için, 1 Haziran 2003 itibariyle yürürlüğe giren söz konusu istisna, Haziran 2003 dönemi ücret gelirleri için muhtasar beyanname vererek gelir vergisi stopajı ödeyen irtibat bürolarını vergi dairesinden alacaklı konumuna getirmiştir. Bu şekilde gelir vergisi stopajı ödeyen irtibat bürolarının Maliye Bakanlığının konuya ilişkin olarak yapacağı düzenleme çerçevesinde, fazladan ödedikleri stopajı iade almaları mümkündür. Haziran 2003 dönemi için stopaj yapmayan irtibat büroları açısından herhangi bir yaptırım uygulanması söz konusu değildir. Diğer yandan, muhtasar beyanname vermekle birlikte stopajı ödemeyen irtibat bürolarının yine Bakanlığın düzenlemesi doğrultusunda söz konusu stopaj borcunu terkin ettirmeleri de mümkün olabilecektir.

4. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu Düzenlemeleri

4.1. (I) Sayılı Listenin (B) Cetvelindeki Mallarla İlgili Tecil-Terkin Uygulaması
ÖTV Kanununun 8 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası yeniden düzenlenerek, söz konusu fıkradaki tecil-terkin hükümlerine uyulmaması halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammı ile tahsil edilecek tutarın hesabına açıklık getirilmiştir.
Anılan fıkraya göre, ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere ithalatçıları veya imalatçıları tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmı, teminat alınmak suretiyle tecil olunmaktadır. Söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan vergi terkin edilmektedir.

Getirilen düzenlemede, bu hükümlerin gereğinin yerine getirilmediği durumda, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan  tahsil edilmesi öngörülmüştür.

Konuya ilişkin mevcut düzenlemede, bu konudaki hükümlere uyulmaması halinde tecil olunan verginin gecikme zammı ile tahsil edilmesi öngörülmekteydi. Yapılan düzenleme ile gecikme zammı uygulanarak tahsil edilecek tutarın belirlenmesinde herhangi bir tereddüte yer bırakmayacak açıklıkta bir belirleme yapılmıştır.

4.2. 20 ve Daha Büyük Yaştaki Bazı Taşıt Araçlarının Hurdaya Ayrılarak Yerine İktisap Edilenlere İlişkin ÖTV İndirimi
ÖTV Kanununa eklenen Geçici 3 üncü Madde ile bazı esaslar çerçevesinde, 20 ve daha büyük yaştaki bazı taşıt araçlarının hurdaya çıkartılarak bunların yerine iktisap edilecek taşıt araçlarının ÖTV’sinde 2003 yılı için 3,5 milyar lira, 2004 yılında iktisap edilenler için 4,5 milyar liralık indirim yapılması öngörülmüştür. Söz konusu indirim aşağıdaki esaslar çerçevesinde yapılacaktır.
·      ÖTV indirimi Kanunun yayımı tarihi  olan 7/8/2003’den 31.12.2004 tarihine kadar 4760 sayılı ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listedeki araçlardan 20 ve daha büyük yaşta olanlar için uygulanacaktır.
·      (87.11) (motosikletler), (88.02) (hava taşıtları), (8901.10.10.00.11) (18 gros tonilatoyu geçmeyen gezinti gemileri), (8901.10.90.00.11) (yolcu ve gezinti gemileri) ve (89.03) (yatlar ve diğer eğlence ve spor tekneleri) G.T.İ.P. numaralı araçlar söz konusu indirimden yararlanamayacaktır.
·      (87.03) G.T.İ.P. numaralı araçlardan 20 ve daha büyük yaşta olanların yerine iktisap edilecek araçlardan sadece motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçmeyenler indirimden yararlanabilecektir. Hurdaya ayrılacak olan (87.03) G.T.İ.P. numaralı aracın motor silindir hacmi bakımından herhangi bir sınırlama olmamakla birlikte, bu araç yerine iktisap edilecek aracın motor silindir hacminin 1600 cm3’ü geçmemesi gerekir. 1600 cm’den daha büyük motor silindir hacmine sahip (87.03) G.T.İ.P. numaralı araç iktisap edilirse indirimden yararlanılamayacaktır.
·      Azami indirim tutarları 2003 yılında iktisap edilen araçlar için 3,5 milyar lira, 2004 yılında iktisap edilecek araçlar için 4,5 milyar liradır. Hurdaya çıkartılacak araç yerine iktisap edilecek aracın ÖTV’si bu tutarlardan az ise özel tüketim vergisi hesaplanmayacaktır.
·      Hurdaya çıkartılan araçların yaşı, tescil işleminin yapıldığı yıl dikkate alınmaksızın, tescil belgesinde yazılı model yılında aracın bir yaşında olduğu kabul edilmek suretiyle tespit olunur. Buna göre kapsamdaki araçlardan model yılı 1984 ve daha önce olanlar, tescil tarihlerine bakılmaksızın indirimden yararlanabilecektir.
·       Hurdaya çıkartılacak taşıtın birden fazla gerçek veya tüzel kişi adına tescilli olması halinde; bunların ilk iktisaplarında eksik hesaplanacak vergi tutarı, hurdaya çıkartılan taşıttaki hisseleri nispetine göre bulunur.
·      237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamına giren kurumlar (belediyeler hariç) bu indirimden yararlanmazlar.
·      Vergi indiriminden yararlanılabilmesi hurdaya çıkartılan aracın kullanılmamasına bağlıdır. Hurdaya çıkartılan aracın tekrar kullanılması halinde vergi indiriminden yararlanılamaz.
·      Bakanlar Kurulu, bu madde uyarınca eksik hesaplanacak özel tüketim vergisi tutarını yarısına kadar indirmeye, kanunî tutarına kadar yeniden çıkarmaya yetkilidir.

4.3. Baz Yağlar ve Madeni Yağlar (I) Sayılı Listenin (A) Cetvelinden (B) Cetveline  Alınmıştır
ÖTV Kanununa ekli (I) Sayılı Listenin (A) Cetvelinde yer alan baz yağlar ile madeni yağları, (I) Sayılı Listeye dahil olmayan malların üretiminde bir girdi olarak kullanan imalatçıların üzerindeki vergi yükünün tecil-terkin mekanizması ile azaltılmasını sağlamak amacıyla bu mallar (A) Cetvelinden çıkartılarak (B) Cetveline eklenmiştir. Böylece, baz yağlar ile madeni yağları ÖTV kapsamına girmeyen malların üretiminde kullanan imalatçıların, bu malların teslimine ilişkin olarak tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV tutarının ÖTV Kanununun  8 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası hükümleri çerçevesinde tecil ve terkin uygulamasına tabi tutulması öngörülmüştür.

5. Damga Vergisi İstisnaları
4962 sayılı Kanunun yayımı tarihi olan 7/8/2003’den geçerli olmak üzere aşağıdaki kağıtlar damga vergisine tabi tutulmayacaktır.
·      Kambiyo senetleri (bono, poliçe ve çek) ve kambiyo senetlerine benzeyen senetler (DVK’na ekli (1) sayılı tablonun III/1-a fıkrası yürürlükten kaldırılmak suretiyle sağlanmıştır).
·      Gümrük kapılarından bir gece konaklamayı kapsayan sürede giriş-çıkış yapan taşıtlarla ilgili olarak alınan Taşıt Giriş-Çıkış Formu eki taahhütnameler (DVK’na ekli (2) sayılı tablonun "C) Kişilerden resmi dairelere verilen kağıtlar:" bölümüne eklenen 17 numaralı fıkra).
·      Kişiler ile bankalar arasında düzenlenecek kredi kartı üyelik sözleşmeleri (DVK’na ekli (2) sayılı tablonun "IV- Ticarî ve medeni işlerle ilgili kağıtlar:" başlıklı bölümüne eklenen 26 numaralı fıkra).
·      Yükseköğretim kurumlarınca yaptırılan bilimsel araştırma projeleriyle ilgili olarak düzenlenen kağıtlar (DVK’na ekli (2) sayılı tablonun "IV- Ticarî ve medeni işlerle ilgili kağıtlar:" başlıklı bölümüne eklenen 27 numaralı fıkra).
·      28. 2985 sayılı Toplu Konut Kanununa  10.5.1990 tarihli  ve 3645 sayılı Kanunla eklenen ek 1 inci maddesi kapsamında kullandırılacak kredilere ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar (DVK’na ekli (2) sayılı tablonun "IV- Ticarî ve medeni işlerle ilgili kağıtlar:" başlıklı bölümüne eklenen 28 numaralı fıkra).

6. Gerçek Kişilerin Meskenlerine İlişkin İndirimli Emlak Vergisi Uygulamasının Kapsamında Değişiklik
Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek gerçek kişilerin mesken olarak kullandıkları binaların emlak vergisinin belirli koşullara bağlı olarak sıfıra kadar indirilmesi uygulamasının kapsamı değiştirilmiştir.

Bu çerçevede, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeyenler de Bakanlar Kurulunca sıfıra kadar indirilebilecek emlak vergisi uygulamasından yararlanabileceklerdir. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esasları Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

Diğer yandan aynı düzenleme çerçevesinde halen Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup, gelirleri münhasıran kanunla kurulan
sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanlar için geçerli olan söz konusu uygulamanın kapsamı  değiştirilmiştir. Buna göre, bu kişilerden kendi üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenleri bundan böyle indirimli emlak vergisi uygulamasından yararlanamayacaktır. Ayrıca, indirimli emlak vergisi uygulaması söz konusu kişilerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) tek meskeni bulunması halinde geçerli olacaktır. Türkiye sınırları içinde tek meskene sahip olunmakla birlikte bu meskenin yüzölçümünün brüt 200 m2’yi geçmesi halinde indirimli emlak vergisi uygulamasından yararlanılamayacaktır. Gaziler ve şehitlerin dul ve yetimleri de aynı koşullarda indirimli emlak vergisi uygulamasından yararlanabilecektir.

Ayrıca yukarıda sözü edilen indirimli emlak vergisi uygulamasının süresi binaların inşalarının sona erdiği yılı takip eden bütçe yılından itibaren dört yıl süre ile sınırlandırılmıştır. Mevcut uygulamada süre sınırlaması bulunmuyordu.
Belirli zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler indirimli emlak vergisinden yararlanamayacaktır.

7. Sigorta Şirketlerinde Kazanılmamış Prim Karşılıklarının Gider Yazılmasına İlişkin Esaslar
Kurumlar Vergisi Kanununun indirilecek giderleri düzenleyen 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“4. Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilanço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait karşılıklar (Hayat Sigorta Şirketlerinde matematik karşılıklardan, temettü ve faizleri vergiden istisna edilmiş olan menkul kıymetlere yatırılan kısma ait faizler, giderler meyanında gösterilemez),
Sigorta teknik karşılıkları;
1. Muallak hasar karşılıkları,
2. Kazanılmamış prim karşılıkları,
3. Hayat matematik karşılıklarından ibarettir.
Teknik karşılıklar bilanço gününde geçici pasif hesaplara geçirilmek suretiyle aşağıdaki esaslara göre hâsılattan indirilir:
a) Muallak hasar karşılıkları, tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş fiili tazminat bedellerinden veya bu hesap yapılmamışsa  tazminatın ve tazminat ile ilgili tüm masrafların tahmini değerlerinden reasürör payı düşüldükten sonra kalan tutardır.
b) Kazanılmamış prim karşılıkları yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri için tahakkuk etmiş primlerden komisyonlar düşüldükten sonra  kalan tutarın  gün esasına göre bilanço gününden sonraya sarkan kısmından, reasürör payının düşülmesinden sonra kalan tutardır. Ancak bu tutar, nakliyat emtea sigortalarında, yıllık primin komisyon düşüldükten sonra kalanının % 25'ini geçemez. Kazanılmamış prim karşılığının gün esasına göre hesaplanması mümkün olmayan reasürans ve retrosesyon işlemlerinde 1/8 yöntemi uygulanabilir.
c) Hayat sigortalarında matematik karşılıklar her sözleşme üzerinden ayrı ayrı hesaplanır.
d) Bir bilanço döneminde ayrılan bu teknik karşılıkların ertesi bilanço döneminde aynen kâra nakledilmesi şarttır.”
Yapılan değişiklik, söz konusu fıkranın dilinin günümüz Türkçesine ve sigorta mevzuatına uyarlanmasının yanısıra kazanılmamış prim karşılıklarının (cari muhataralara mahsus ihtiyatlar) hesaplanmasına ilişkin yeni esasların belirlenmesinden ibarettir. Buna göre nakliyat emtea sigortaları dışındaki sigortalarda prim hasılatı üzerinden azami % 33,5 olarak hesaplanabilen gider yazılabilecek kazanılmamış prim karşılığına ilişkin bu sınır kaldırılmıştır. Nakliyat emtea sigortalarında ise gider yazılabilecek karşılık tutarı yine prim hasılatının % 25’i ile sınırlandırılmıştır.
Yeni düzenleme çerçevesinde, kazanılmamış prim karşılıkları yürürlükteki poliçelerin tahakkuk etmiş prim tutarlarından komisyonlar düşüldükten sonra gün esasında hesaplanacak ve reasürör payı hesaplanan tutardan düşülmek suretiyle belirlenecektir.

8. Birden Fazla İşverenden Elde Edilen Ücret Gelirlerinin Yıllık Beyanname İle Beyan Edilmelerine İlişkin Esaslar
Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinin parantez içi hükmü değiştirilerek birden fazla işverenden elde edilen ücret gelirlerinin beyanına ilişkin esaslarda değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklik ile beyana tabi ücret dışındaki gelirleri belirli bir tutarı geçmeyen mükelleflerin, birden sonraki işverenden elde ettikleri ücret gelirinin belirli bir tutarı geçmediği durumda, birden fazla işverenden elde ettikleri ücretlerini beyannameye dahil etmemeleri sağlanmıştır.
Mevcut düzenlemede tek işverenden alınan ve stopaj suretiyle vergiye tabi tutulmuş ücret gelirleri yıllık beyanname ile beyan edilmemekte, ücret dışındaki gelirler nedeniyle beyanname verildiği durumda da tek işverenden alınan ücret gelirleri beyannameye dahil edilmemektedir.

Getirilen düzenlemede tek işverenden elde edilen ve stopaja tabi tutulmuş ücret gelirlerinin beyan edilmemesine ilişkin esas aynen korunmaktadır. Birden fazla işverenden stopaja tabi tutulmuş ücret geliri elde edenler ise, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir dilimi tutarını (2003 yılı için 12 milyar lira) aşmadığı takdirde, birden fazla işverenden elde ettikleri ücret gelirlerini de beyan etmeyeceklerdir. Bu mükellefler ücret dışındaki diğer gelirleri için beyanname verdikleri durumda da stopaja tabi tutulmuş söz konusu ücret gelirlerini  beyannameye dahil etmeyeceklerdir. Bu mükellefler, birden sonraki işverenden elde edilen ücret toplamının hesabında, işverenlerin herhangi  birinden elde ettikleri ücreti tek işverenden elde edilen ücret gibi dışarıda bırakabileceklerdir.

9. Okul ve Öğrenci Yurdu Bağışlarının Yanısıra Sağlık Tesisi Bağışlarının Gelir ve Kurumlar Vergisi Uygulamasında İndirimi
GVK Madde 89/2 ve KVK Madde 14/6 çerçevesinde okul ve öğrenci yurdu bağışı veya bu tesislerin inşaası için veya bu tesislerin faaliyetini sürdürebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların kazançtan indirimi uygulamasına sağlık tesisleri de ilave edilmiştir. Buna göre, anılan maddelerde sayılan kamu idare ve müesseselerine bağışlanan sağlık tesisi veya bu tesislerin inşaası için veya bu tesislerin faaliyetini sürdürebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı beyan edilen kazanç ve gelirden indirilebilecektir.

10. Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması
4962 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile belirli koşullar altında vakıflara vergi muafiyeti tanınmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Buna göre, gelirlerinin en az üçte ikisini nev’i itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınabilecektir.

Bunların vergi muafiyetinden yararlanması ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar, usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

Olağan denetimler sırasında veya yaptırılacak özel denetimler sonucunda vergi muafiyeti tanınmasına ilişkin şartları kaybettikleri tespit edilen vakıfların vergi muafiyetleri,  birinci fıkrada öngörülen yöntemle kaldırılabilecektir.

11. Anayasa Mahkemesince Yürürlüğü  Durdurulan Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi Yerine Getirilen Taşıt Vergisi
4837 sayılı Kanun ile ihdas edilen ek motorlu taşıtlar vergisinin yürürlüğünün Anayasa Mahkemesince durdurulması üzerine bu defa 4962 sayılı Kanunun 21 inci maddesi ile motorlu taşıtlardan bir defaya mahsus olmak üzere taşıt vergisi alınmasını öngören düzenleme yapılmıştır. Taşıt vergisinin esasları aşağıdaki gibidir.
·      Taşıt vergisinin konusunu Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5 ve 6 ncı maddelerinde yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tâbi olan ve Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihinde ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile yine bu Kanunun yayımı tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar oluşturmaktadır.
·      Söz konusu taşıtlar üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunundaki tarifelerde ilgili taşıt cinsi için belirlenmiş olan 2003 yılı tutarları kadar, taşıt vergisi alınacaktır.
·      Taşıt vergisi; taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihinde, bu tarihten 31.12.2003 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar için kayıt ve tescilin yapıldığı tarihte tahakkuk ettirilmiş ve tebliğ edilmiş sayılacaktır.
·      Taşıt vergisinin mükellefi, bu Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihinde ve bu tarihten 31.12.2003 tarihine kadar adlarına taşıt kayıt ve tescil edilen veya bu Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihinde noter satış sözleşmesi ile bu taşıtın sahibi olan gerçek ve tüzel kişilerdir.
·      Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinde yer alan istisnalar, taşıt vergisi için de uygulanacaktır. Ayrıca, Bingöl merkez ve ilçelerinde depremin meydana geldiği 1.5.2003 tarihi itibarıyla Bingöl trafik sicilinde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile bu tarihte ikametgahının buralarda bulunduğunu tevsik edenler adına aynı tarih itibarıyla kayıt ve tescilli olan taşıtlar da (bu tarihten sonra belirtilen yerler dışındakilere satışı yapılan taşıtlar hariç) taşıt vergisinden müstesnadır.
·      Taşıt vergisi bir defada ödenecektir. Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihinde ilgili sicillere kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlara ilişkin taşıt vergisi, Kanunun yayımlandığı ayı izleyen Eylül 2003 ayının sonuna kadar, Kanunun yayım tarihi olan 7/8/2003 ile 31.12.2003 tarihleri arasında ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlara ilişkin taşıt vergisi ise, kayıt ve tescilin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. Ödeme dönemi içerisinde ilişik kesme işlemi yapıldığı takdirde; vergi bu işlemin yapılmasından önce ödenecektir.
·      4837 sayılı Kanun hükümlerine göre ek motorlu taşıtlar vergisi taksitlerini kısmen veya tamamen ödeyen mükelleflerin ödediği tutarlar, ödenecek taşıt vergisine mahsup edilmiş sayılacaktır. Mahsup edilemeyen kısım ilgilisine iade edilecektir. Kanunun yayımlandığı 7/8/2003 tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ek motorlu taşıtlar vergisi ise terkin edilecektir.
·      Bu maddeye göre tahsil edilen taşıt vergileri üzerinden, 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile 27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanuna göre mahalli idarelere pay verilmez.
·      Taşıt vergisinin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin olarak 4962 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde hüküm bulunmayan hallerde, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
21 inci maddeye göre ödenen taşıt vergisi, ticarî, ziraî ve meslekî kazançların tespitinde gider olarak kabul edilecektir. Böylece daha önce ödenen ek motorlu taşıtlar vergisinin de gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin kazançlarından gider olarak indirilebileceği açıklık kazanmıştır.

12. D
iğer Vergi Düzenlemeleri
·      6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre amme alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları tahsile yönelik bilgilerin verilmesi sırrın ifşaı sayılmayacaktır. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.
·      1/1/2004 tarihinden geçerli olmak üzere, çiftçiye ait olmakla beraber ziraî işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletilmesinden elde edilen gelirler ticarî kazanç hükümlerine göre gelir vergisine tabi tutulacaktır.
·      ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listede yer alan malların 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabiî afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi ÖTV’den istisna edilmiştir.
·      ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarının, bu maddenin ÖTV Kanununun 12 nci maddesinin 2 nci fıkrasının  (a) bendi uyarınca, Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde; Maliye Bakanlığı, teminat isteyebilecek ve bu teminatın türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları belirleyebilecektir.
·      Doğalgaz, ham petrol ve bunların ürünlerinin nakli ve dağıtımı amacıyla kullanılan boru hatları ile bunların ayrılmaz parçası olan istasyonlar (Pompa, kompresör, basınç düşürme ve ölçüm, hat vana grupları, haberleşme, pik, katodik koruma gibi) emlak vergisinden istisna edilmiştir.
·      Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin nev’i değiştirmeleri nedeniyle yapılacak işlemler harçlardan istisna edilmiştir.
·      Vergi Usul Kanununda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yapılan değişikliklerle amme alacağının kredi kartı ile de tahsil edilmesine yönelik düzenlemelere paralel ve vergi mahremiyeti sınırlarının daraltılmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca vergiyle ilgili uygulamalar bakımından Maliye Bakanlığından istenilen görüşün yazılı olarak verilmesi yerine sirküler yolu ile de verilebilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen konularla ilgili ek bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda lütfen tarafımızla irtibata geçiniz.
 
Saygılarımızla,
  
DRT Denetim Revizyon Tasdik
Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş