Numara : 63
Tarih : 6.8.2003
VERGİ  SİRKÜLERİ
NO: 2003/63 

 

KONU
 
Bazı Kambiyo Suçlarının Affına İlişkin 4961 Sayılı “Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
 

Bugünkü tarihli Resmi Gazetede yayımlanan (Sayı: 25191) 4961 sayılı “Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 1567 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde değişiklik yapılarak bazı kambiyo suçlarının takibinin belirli şartlar altında kaldırılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
4961 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler ana başlıklar halinde aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

1. İthalat, İhracat ve Transit Ticaretten Doğan Alacakların Süresi İçinde Yurda Getirilmemesi Halinde Uygulanacak Ceza Bu Kıymetlerin % 5’ine İndirilmiştir
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendinde yapılan değişiklik ile her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden bu işlemlerden doğan alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararları ile belirlenen sürelerde yurda getirmeyenlere, yurda getirmekle yükümlü olunan kıymetin rayiç bedelinin yüzde 5’i oranında para cezası uygulanacaktır. Bu para cezası 4961 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme öncesinde yurda getirmekle yükümlü olunan kıymetin rayiç bedeli kadar uygulanıyordu.

Yurt dışındaki alacağın süresinde yurda getirilmemesi nedeniyle yargıda dava açıldığı durumda, söz konusu alacak eğer yargı kararının kesinleşmesinden önce yurda getirilirse % 5’lik oransal ceza değil, iki milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezası uygulanacaktır.

2. Mahkeme Kararı İle Kesinleşen Fakat Henüz Tahsil Edilmemiş Bazı Kambiyo Suçlarına İlişkin Para Cezaları Belirli Şartların Yerine Getirilmesi Halinde Uygulanmayacaktır
4961 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi ile yapılan düzenlemede, 6 Ağustos 2003 tarihinden önce kesinleşen bazı kambiyo suçları için hükmolunan para cezalarının belirli şartlar altında kaldırılması öngörülmüştür.

Buna göre, 4961 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 6 Ağustos 2003 tarihinden önce 1567 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendine göre kesinleşen mahkeme kararları ile hükmolunan, ancak henüz tahsil edilmemiş bulunan para cezalarına esas teşkil eden yurda getirilmesi gereken kıymetin ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası alış kurları üzerinden yüzde beşinin, Kanunun  yayımı  tarihinden  itibaren  doksan  gün  içinde ilgili vergi dairesine ödenmesi veya bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kısmen tahsil edilen para cezasının yurda getirilmesi gereken kıymetin başvuru  tarihindeki  Türkiye  Cumhuriyet  Merkez  Bankası  alış  kurları  üzerinden hesap edilen tutarının yüzde beşine tekabül ettiğinin tespiti halinde, kesinleşmiş mahkeme kararları bütün neticeleri ile ortadan kalkacaktır. Bu kapsamda ödenen para cezası tutarının, belirtilen şekilde hesaplanan tutardan fazla olması halinde fazla ödenen tutarlar iade edilmeyecektir.

Diğer yandan, Geçici 1 inci maddedeki düzenleme gereği, 6 Ağustos 2003 tarihinden itibaren doksan gün içinde yükümlü oldukları kıymetleri cari kurdan yurda getirenlerin, cari kur üzerinden hesaplanan değer ile defter kayıtlarında yer alan ihracat bedeli arasındaki fark, pasifte bir fon hesabında izlenecektir. Bu fon sermayeye eklenmesi halinde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.

Yurda getirilen ihracat bedelinin defter değeri ile cari kurdan hesaplanan değeri arasındaki farkın pasifte bir fon hesabında izlenmesine yönelik belirleme hakkında Maliye Bakanlığının açıklama yapmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bilindiği gibi, Vergi Usul Kanununun yabancı para cinsinden alacakların değerlemesine ilişkin hükümleri gereği bu alacaklar gerek geçici vergi dönemleri gerekse yıllık gelir ve kurumlar vergisi dönemleri itibarıyla TC Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak değerlemeye tabi tutulmakta, lehte veya aleyhte oluşan kur farkları gelir veya gider olarak dikkate alınmaktadır. Başka bir ifadeyle, geçmişte yapılan ihracat bedelinin defter kayıtlarında yer alan değeri zaten cari kurdan ifade edilen değerini yansıtmaktadır. Bu durumda, ihracat alacağının üzerine eklenen kur farkının hangi işlem sonucunda ayrıştırılarak defter kayıtlarının ihracat alacağının ilk değerine nasıl dönüştürüleceği ve fark değerin nasıl pasifte bir fon hesabına aktarılacağı belirsizdir.

Diğer yandan, ülkemizde 2001 Şubat ayından beri dalgalı kur rejiminin uygulandığı ve son aylardaki döviz kurlarının seyri dikkate alındığında, istisnai olarak ihracat bedeli alacağın cari kurdan değerinin defterde kayıtlı ilk değerinden daha az olması mümkündür. Bu durumda fon hesabının oluşturulup oluşturulmayacağı konusu da açıklamaya ve belirlemeye muhtaçtır.

3. Zorunlu Döviz ve Efektif Devir ve Satış Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Yetkili Döviz Müesseseleri ve Kıymetli Maden Aracı Kuruluşlarıyla İlgili Düzenlemeler
Kanunun yürürlük tarihi olan 6/8/2003 tarihinden önce 1567 sayılı Kanuna istinaden yürürlüğe konulan mevzuat hükümleri uyarınca süresi içinde zorunlu döviz ve efektif devir ve satış yükümlülüklerini yerine getirmeyen yetkili müesseseler ve kıymetli maden aracı kuruluşları, bu tarihten itibaren yüzelli gün içinde devirle yükümlü oldukları kıymetin yüzde birine tekabül eden tutarın, ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası alış kurları üzerinden Türk Lirası karşılığını ilgili vergi dairesine ödemeleri halinde, bu konuda açılmış davalar ile idarî işlemler bütün neticeleri ile ortadan kalkacaktır.

3. Henüz Yargıya İntikal Etmeyen Kambiyo Suçlarıyla İlgili Düzenlemeler
4961 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 6/8/2003 tarihinden önce 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümlerine göre haklarında kambiyo takibi başlatılan, ancak henüz yargıya intikal ettirilmeyenlerin, bu tarihten itibaren yüzelli gün içinde yükümlü oldukları kıymeti yurda getirmeleri halinde bu konuda yürütülen idarî işlemler ortadan kalkacaktır. Bu hüküm çerçevesinde yurda getirilen kıymetler için cari kur uygulanacaktır.

Bu uygulamadan yararlanmayanlar, Kanunun yayımı tarihinden itibaren en çok yüzseksen gün içinde kambiyo takibine konu kıymetin yüzde dördüne tekabül eden tutarın ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası alış kurları üzerinden Türk Lirası karşılığını ilgili vergi dairesine ödemeleri halinde, bu konuda açılmış davalar ile idarî işlemler ortadan kalkacaktır.
Asıl ihracatçı olan imalatçı ve tedarikçilerin ihracatlarına finansman desteği veren konumunda bulunan ve ihracatçı gözüken malî kuruluşlar olan finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, bankalar ile özel finans kurumlarından 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunundan yararlanarak adlarına salınan vergileri ödeyen ya da ödeme plânına bağlatanlar bakımından söz konusu yüzde dört oranı yüzde bir olarak uygulanacaktır.

Yukarıda yer verilen konularla ilgili ek bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda lütfen tarafımızla irtibata geçiniz.
 
Saygılarımızla,
 
DRT Denetim Revizyon Tasdik
Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş