Selcan Gümrükçü | Deloitte Türkiye Vergi Denetçisi

Giriş

Çalışma hayatında uluslararası görevlendirmeler; hem şirketler hem işverenler hem de çalışanlar açısından farklı yasal yükümlülükler içeren önemli konulardan biridir. Bu doğrultuda ülkeler kendi aralarında vergisel konularda ikili anlaşmalar yaparak hem vatandaşlarının hem de ülkelerinin çeşitli hak ve yükümlülüklerini karşılıklılık esasıyla koruma altına almakta, hem de çalışacak vatandaşlara kılavuz olmaktadır. Görevlendirme sürecindeki ilk aşamada çifte vergilendirme gibi sorunların önüne geçmek amaçlanmaktadır. Ancak görevlendirme sürecinde yabancı uyruklu çalışanların vefat etmeleri sonrası geriye kalan servetlerinin nasıl vergileneceği konusunun varisleri tarafından değerlendirilmesi gerekeceğinden bu durum vergisel anlamda bir karmaşıklık yaratmaktadır. Duruma veraset ve intikal vergisi açısından bakıldığında kişilerin vefatı sonrası sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malların hangi ülkede bulunduğu, hangi kapsamda olduğunun değerlendirmesi yapılarak hangi ülkelerde vergi doğacağı ya da vergilendirmenin hiç doğmaması hususunda sonuca ulaşılması gerekecektir. Bu aşamada vefat eden yabancı vatandaşların veraset yoluyla intikal eden varlıklarının varisleri tarafından vergisel sorumluluklarının gerekmesi durumunda yerine getirilmesi büyük önem arz etmektedir. 

Vefat Sayılan Haller

Türk Medeni Kanunu 28. maddesi uyarınca kişilik, ölüm haliyle sona ermektedir. Bir kimse hakkında ölüm karinesi ya da gaiplik kararı verilmesi de ölüm gibi kişiliği sona erdirmektedir. 

Ölüm Karinesi

TMK 31. maddesine göre “bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa,cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.”

Gaiplik Kararı

“TMK Madde 32- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.

Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.” 

Kişinin ölmesi, kanunen ölüm karinesine ya da gaipliğine karar verilmesi sonrasında kalan mal ve haklarının varisleri tarafından reddi miras edilmemesi durumunda veraset ve intikal vergisinin konusuna girmektedir.    

Veraset ve İntikal Vergisi 

Türkiye’de her birey mali gücüne göre vergi ödevini yerine getirmekle yükümlüdür. Veraset ve intikal vergisi de ivazsız olarak edinilen varlıklar ya da kişilerin vefatları sonrası sahibi oldukları servetlerin varislerine transferi üzerinden alınan vergi türüdür. Türk vergi sisteminde 1959 yılında yürürlüğe giren 7338 sayılı Kanun hükmünce veraset ve intikal vergisi uygulanmaktadır. 

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun birinci maddesi hükmü gereği olarak "Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız (karşılıksız) bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali Veraset ve İntikal Vergisi'ne tabidir.” şeklinde ifade edilmiştir. 

Kanunun ilk maddesi uyarınca hem şahsilik, hem de mülkilik ilkesi uygulanmaktadır. Şahsilik ilkesi ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu mal varlıklarının transferi sonrası bu servetin vergilendirilmesi anlamı ifade edilirken, mülkilik ilkesi ile Türkiye Cumhuriyeti içerisinde bulunan mal varlıklarının kişi ya da kişilere ivazsız veya veraset ile transfer olması sonucu bu servetten alınan vergi ifade edilmektedir. Her iki ilke de veraset ve intikal vergisinin konusuna girmektedir. Buradan hareketle diyebiliriz ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilerin vefat etmeleri ya da kanunen gaipliğine veya ölüm karinesine karar verilmesi sonrası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunan mal ve varlıklarının varislerine veraseten ya da ivazsız (karşılıksız) intikal etmesi sonucu kişilerin uyruğuna bakılmaksızın ilgili mal ve varlığın Türkiye içerisinde veraset ve intikal vergisinin konusuna girmektedir. Bu noktada yabancı uyruklu kişilerin vefatları sonrası geriye kalan mal ve varlıklarının vergilenmesinde çifte vergilenme konusu gündeme gelmektedir. 

Türkiye ile 85 ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunmaktadır. Bu anlaşmalardaki temel amaç mükellefler adına aynı vergi konusu için her iki ülkede vergi ödemenin önüne geçerek çifte vergilendirmeyi önlemektir. İkili anlaşmalar kapsamında veraset ve intikal vergisine dair net bir ifade olmamasına rağmen bazı anlaşmalarda servete ilişkin belirli hükümler bulunmaktadır. Bu hükümler doğrultusunda oluşan veraset ve intikal vergisinin hangi ülkede vergilendirilebileceğine karar verilebilmektedir. Ancak pek çok anlaşmada veraset ve intikal vergisi adına herhangi bir ifade bulunmaması sebebiyle veraset ve intikal vergisi için anlaşmaların genel hükümlerden yola çıkarak çifte vergilendirmenin önüne geçilebilmektedir. Şayet ülkeler arası anlaşma yok ise mükelleflerin vergisel durumlarının ilgili ülkelerin yerel mevzuatları uyarınca değerlendirilmesi ve gerekmesi durumunda vergi yükümlülüklerini yerine getirilmesi gerekmektedir. 

Yabancı uyruklu vatandaşın vefatı ya da kanunen gaipliğine veya ölüm karinesine karar verilmesi sonrası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki mal varlığının varislerine veraseten intikali gerçekleştiğinde varislerinin reddi miras etmemeleri durumunda Türkiye Cumhuriyeti veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaktadırlar. Veraseten servet edinen bu kişilerin bu servet üzerinden Türkiye'de veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermesi gerekmektedir. Veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermesi gereken mükelleflerin bu beyannameyi verirken beyannamenin ekinde bazı belgeleri bulundurması gerekmektedir. Bu belgeler arasında veraset ilamının olması şarttır.

Veraset ilamı bir kimsenin vefatı halinde mirasçılarının kim olduğunun tespit edilmesi açısından Sulh Hukuk Mahkemesi'nden talep edilmektedir. Belge mirasçıların listesini içermektedir. Ölüm halinde, murisin mirasçılarının kim olduğu ve mirasçılık hakkına kimlerin sahip olduğunu gösteren bu belgenin veraset ve intikal vergisi beyannamesinin ekinde olması zorunludur. Veraset ilamı vefat eden kişinin ölümünü yasal olarak kanıtlamak ve mirasçı olarak geçenlerin vefat eden kimsenin mirasından pay almaya hak kazandıklarını hukuki olarak göstermek amacıyla alınmaktadır. Vefat eden kişi yabancı uyruklu bir vatandaş ise bu belge kendi ülkesinden ilgili makamlardan da alınabilmektedir. Ancak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bağlı Veraset ve İntikal Vergisi Başkanlığı görüşüne göre yabancı ülke makamlarından alınan veraset ilamı belgesinin Türkiye içerisinde yasallaştırılması amacıyla alınan belgenin Türkiye yeminli tercümanları tarafından tercüme edilmesinin Türk makamları açısından yeterli bulunacağı yönündedir. Diğer yandan Türk mahkemelerinden bu belgeye tasdik alınması da kabul görmektedir. Yabancı vatandaşlar adına alınan ve Türkiye'de yasallaştırılan veraset ilamının veraset ve intikal vergisi beyannamesine eklenmesi haricinde aşağıda sıralanan belgelerin de beyanname ekinde yer alması gerekmektedir. 

• Vasiyetname, miras mukavelenamesi, 

• Borç ve masraflara ait belgeler, 

• Ticari bilanço ve gelir tablosu,

• Gayrimenkuller için tapunun fotokopisi ve emlak vergisi değerini gösteren ilgili belediyeden alınmış bir belge, 

• Araç ve tescile tabi diğer menkuller için tescil belgesinin fotokopisi 

Veraset ve intikal vergisi oranı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu 16. maddesinde belirlenmiştir. 29 Aralık 2020 tarihli ve 31349 sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 52 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile 01.01.2021 tarihinden geçerli olmak üzere, 2021 yılı için belirlenen veraset ve intikal vergisinde istisna tutarları ile matrah dilimleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

"Buna göre, 1/1/2021 tarihinden itibaren 7338 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b), (d) ve (e) bentlerinde yer alan istisna tutarları;

• Evlatlıklar dâhil, füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinde 334.534  TL (füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 669.479 TL),

• İvazsız suretle meydana gelen intikallerde 7.703 TL

olarak dikkate alınacaktır.

1/1/2021 tarihinden itibaren veraset yoluyla veya ivazsız surette meydana gelen intikallerde veraset ve intikal vergisi aşağıdaki tarifeye göre hesaplanacaktır."  

Matrah

Verginin Oranı (%)

 

Veraset Yoluyla İntikallerde

İvazsız İntikallerde

 
 

İlk 380.000 TL için

1

10

 

Sonra gelen  900.000 TL için

3

15

 

Sonra gelen 1.900.000 TL için

5

20

 

Sonra gelen 3.600.000 TL için

7

25

 

Matrahın 6.780.000 TL’yi aşan bölümü için

10

30

 

Beyannamenin ilgili oranlarla hesaplanmasını sonrası yabancı vatandaşların vefatını takiben varisleri tarafından veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, vefat eden kişinin Türkiye'deki son ikametgahının bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Vefat durumunda varislere kurumlar tarafından yapılacak olan ödemelerde %5 oranında stopaj uygulanması sonrası ödemenin yapılması gerekmektedir ve bu durumda varislere ilave bir beyanname yükümlülüğü oluşmamaktadır. Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilme süresi ölümün gerçekleştiği memleket ve mükelleflerin bulunduğu memlekete göre değişiklik göstermektedir. Vefat Türkiye'de gerçekleşmiş ise ya da vefat yabancı bir ülkede gerçekleşmiş ve mükellefler de vefat edenin bulunduğu ülkede iseler ölüm tarihinden itibaren dört ay içerisinde beyannamesinin verilmesi gerekmektedir. Vefat Türkiye'de gerçekleşmiş ancak varisleri yabancı bir memlekette bulunuyorsa ya da vefat yabancı bir memlekette gerçekleşmiş ve varisleri Türkiye'de bulunuyor ise vefatı takip eden altı ay içerisinde beyannamesinin verilmesi gerekmektedir. Şayet vefat yabancı bir memlekette gerçekleşmiş ve mükellefler murisin bulunduğu ülke dışında başka yabancı bir ülkede bulunuyorlarsa ölümü takip eden sekiz ay içerisinde beyannamesinin verilmesi gerekmektedir. 

İvazsız ya da veraset yoluyla kendilerine mal intikal eden mükelleflerin, kanunda öngörülen süreler geçtikten sonra beyanname vermeleri ya da hiç beyanname vermemeleri durumunda usulsüzlük cezaları uygulanmaktadır. Varislere beyanname verme sürelerinin sona erdiği gün itibariyle 15 günlük ek süre tanınmaktadır. Tanınan 15 günlük ilk ek süre içerisinde beyannamenin verilmesi durumunda mükelleflere vergi ziyaı ve gecikme faizi uygulanmayacaktır. Bu ek süre sonrasında mükelleflerin beyanname vermemelerinin gelir idaresi tarafından tespit edilmesi sonrası ikinci 15 günlük ek süre tanıyan bir tebligat gönderilir. Tebligat gelmeden önce beyanname verilirse mükelleflere sadece Vergi Usul Kanunu 352. maddesi uyarınca ikinci derece usulsüzlük cezası kesilir. Tebligatın tanıdığı ek süre zarfında beyanname verilmesi durumunda Vergi Usul Kanunu 352. maddesi uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası kesilir. Şayet mükellefler bu sürede beyannamelerini vermezlerse iki kat birinci derece usulsüzlük cezası ve Vergi Usul Kanununun 336. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası uygulanır. 

Sonuç 

Veraset ve intikal vergisi Türkiye'de gelir elde etmek amacıyla hem şahsilik, hem de mülkilik esasları üzerinden alınmaktadır. Uluslararası düzlemde baktığımızda mülkilik ilkesi özellikle yabancı uyruklu mükellefler adına çifte vergilendirme sorunu olarak gün yüzüne çıkmaktadır. Her ne kadar Türkiye'nin 85 ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olsa dahi pek çok anlaşma içerisinde servet üzerinden alınan vergiler adına bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durum uygulamada çifte vergilendirme sorununa yol açmaktadır. Diyebiliriz ki yapılan anlaşmalara servete ilişkin hükümlerin konulması çifte vergilendirmeyi önleme açısından mükelleflere faydalı olabilecektir. Mevcut şartlarda var olan veraset ve intikal vergisi Türk vatandaşlara nasıl uygulanıyorsa Türkiye sınırları içerisinde mal varlığı bulunan yabancı uyruklu kişilerin vefatı sonrası varislerine de aynı şekilde uygulanmaktadır. Kişilerin yabancı uyruklu olmaları sadece vefatlarının gerçekleştiği ya da varislerinin bulunduğu yere göre beyanname verme sürelerinde değişikliğe sebep olmaktadır. Bu noktada Türkiye sınırları içerisinde mal varlığı bulunan ve vefat etmiş yabancı uyruklu vatandaşların varislerinin Türkiye’nin veraset ve intikal vergisi usul ve esaslarını bilmeleri önem taşımaktadır. 

 

KAYNAKÇA

1. Türk Medeni Kanunu

2. 7338 Sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu

3. DEMİRCİ, Zeynep, Veraset ve İntikal Vergisinin Uluslararası Anlaşmalar, Yargıtay ve Danıştay Kararları Çerçevesinde İrdelenmesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 58. Sayı / Ekim 2018, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/564735 (Erişim Tarihi: 15.12.2019)

4. Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 2007/1 seri nolu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu İç Genelgesi  

5. Gelir İdaresi Başkanlığı, 2019 Mirasçıların Yasal Yükümlülükleri Rehberi

6. Sayı : 97895701-160[2018/5.1-6]-E.885198,  04.10.2018 tarihli Özelge, Yabancı ülke uyruklu murisin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mirasçılarına intikal eden terekenin vergilendirilmesi

7. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Tebliğ (Seri No:51)