Cengizhan Altın | Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri
E-Yaklaşım / Eylül 2018 / Sayı: 309
Gelir Kavramı
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda, gelir kavramı ele alınmış ve gelirlerin daha iyi anlaşılması adına, gelirler yedi farklı dala ayrılmıştır; Ticari Kazançlar, Zirai Kazançlar, Ücretler, Serbest Meslek Kazancı, Gayrimenkul Sermaye İratları, Menkul Sermaye İratları ve Diğer Kazanç ve İratlar.
Yukarıda belirtilen kazançlardan makalemize konu olan Arızi Kazançlara, gelir unsurları içinde Diğer Kazanç ve İratlarda yer verilmiştir. Diğer kazanç ve iratların alt başlığında, Değer Artış Kazancı ve Arızi Kazançlar bir alt gelir unsuru olarak yer bulmuştur. Bilmemiz gereken en önemli nokta ise Diğer Kazanç ve İratların, geriye kalan 6 gelirden nasıl bir ayrıma tabi tutulduğudur. Görünen o ki, sınırları çizilen 7 gelir kavramı bazı farklılıklar göz önüne alınarak birbirinden ayrılmıştır. Diğer Kazanç ve İratlar, kalan 6 gelir unsurundan “devamlılık” ilkesince ayrılmıştır. Kısaca devamlılık ilkesi; bir faaliyetin devamlı olarak yapılması, süreklilik arz etmesidir. Bu yüzden 7. gelir kavramımız diğer gelir unsurlarından daha farklı bir konumdadır.
Arızi Kazançlar
Gelir Vergisi Kanunu 82. Madde ’de yer verilen Arızi Kazançlar, en basit tanımıyla devamlı olmayan, süreklilik arz etmeyen kazançlardan doğan gelirler olarak ifade edilmektedir. Bu husus Arızi gelirleri, ticari kazançlardan, serbest meslek kazancından ve ilgili diğer kazançlardan ayırabilmemizde bizlere yardımcı olacaktır. Arızi kazançların tanımı yapılırken Gelir Vergisi Kanunu Madde 82’yi ele alıp yorumlamak Arızi Kazançların daha kolay anlaşılmasına olanak sağlayacaktır. Bu hususta Gelir Vergisi Kanunu Madde 82 şu şekildedir:
Vergiye Tâbi Arızi Kazançlar
1. Devamlılık Arz Etmemesi
Arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan (yardım amacıyla araya girme) elde edilen kazançlar. (Daha önce de söylediğimiz gibi bu madde devamlılık ilkesiyle doğrudan ilişkilidir. Örnek verecek olursak; muhiti iyi bilen bir esnafın(Emlakçılık haricinde bir iş yapan) ev alım-satımında iki tarafa aracılık yapması ve karşılığında bir miktar komisyon alması Arızi bir kazanca girecektir. İş sahibi esnafın sürekli olarak bu işi yapmıyor oluşu, bu geliri arızi kılacaktır. Ticari faaliyetlerin yapılmasında aracılık faaliyeti devamlılık arz ediyorsa, bu ticari bir kazanç yerine geçecektir. Genellikle bir takvim yılı içerisinden bir veya ikiden fazla yapılıyor ise arızi kazanca girmez.)
2. Serbest Meslek Faaliyetinin Durdurulması veya Terki
Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat. (Bu madde de ise üzerinde durulan 3 husus vardır; Faaliyetin durdurulması veya terk edilmesi. Buna örnek olarak serbest meslek erbabı bir kişinin kirada mesleğini ifa ettiği iş hanının yıkılması, bu neticede kişiye tazminat ödenmesi. Bir diğer husus ise faaliyetlere hiç girişilmemesidir. Herhangi bir faaliyete devam eden kişinin, yeni faaliyete başlayacak olana izin vermeyip, kişiye tazminat ödemesiyle alakalıdır. Son olarak ihalelere katılmama hususu; taraflardan birinin diğerine ihaleye girmemesi için vermiş olduğu paradan elde edilen gelir de arızi kazanca girmektedir. Aslında ihaleye fesat karıştırmak da diyebiliriz.)
3. Tahliye veya Devir Karşılığında Doğan Kazançlar
Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (Kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dâhil). Bu maddeyi bir örnek ile açıklık getirmek gerekirse; konumu çok iyi olan kirada bir lokanta işletmesinin başka bir işletmeye satılması esnasında elde edilen gelir Arızi Kazançtır. Düşündüğümüz zaman burada satılan sadece kiracıya ait tesisat ve malların dışında konumu, müşterileri ve sürekliliği gibi fiili olmayan unsurların da devredilmesinden doğan kazançlar Arızi Kazançlar olacaktır.
4. Arızi Serbest Meslek Kazancı
Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat. (Bilindiği üzere Serbest Meslek Faaliyeti, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilme veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan, şahsi sorumluluk adı altına kendi nam ve hesabına yapılan gelirlerdir. Burada yapılan, elde edilen kazançlara Serbest Meslek Kazancı diyebilmemiz için gerekli olan unsur ise devamlı olarak yapıyor olmasıdır. Süreklilik arz etmediği durumlarda ise Arızi Kazanç olacaktır. Mesela İşinde uzman bir kişinin hizmet sözleşmesi yapmadan herhangi bir programa katılıp oradan elde ettiği kazanç Arızi Kazanç olacaktır.
5. Terk Edilen İşlerden Elde Edilen Kazançlar
Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dâhil). (Bu maddede belirtilen husus ise vergiye tabi mükellefin işinin terkedilmesinden sonra, terk edilen işten kalan alacaklarının bulunması durumda tahsil edildiğinde bu kazanç Arızi Kazanç olacaktır. Burada bilinmesi gereken önemli unsur; bu tür kazançlarda herhangi bir istisna söz konusu değildir. Ayrıca kazancın tespitinde hasılattan tevsik edilen giderler indirim konusu yapılabilir.
6. Dar Mükellefiyette Arızi Kazançlar
Dar mükellefiyete tâbi olanların 45 inci maddede yazılı işleri arızî olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar. (Madde 45 – (Değişik: 31/12/1981-2574/8 md.) Dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı memleketler arasında yaptıkları ulaştırma işlerinde elde ettikleri kazançlar, Kurumlar Vergisine tabi yabancı ulaştırma kurumlarının kazançlarının tayinine ait esaslara göre tespit olunur.) Dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında arızi olarak yaptıkları ulaştırma faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarda, herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, safi kazancın tamamı gelir vergisine tabidir.)
Arızi Kazançların Vergilendirilmesi
Gelir Vergisi Kanunu madde 82 de belirtilen Arızi Kazançların hangi durumlarda karşımıza çıkacağı, nelerin Arızi kazanç olacağı yukarıda kanun maddeleri ve açıklamalarıyla verilmiştir. O halde Arızi kazançların vergilendirilmesi nasıl olacaktır?
Öncelikli olarak Arızi kazançlarda bir istisna tutarı mevcuttur. 2017 takvim yılı için bu tutar 24.000 (296 Seri No.lu Genel Tebliği) iken 2018 takvim yılında bu tutar 27.000 TL (302 Seri No.lu Genel Tebliği) olarak belirlenmiştir. Yukarıda belirtilen maddelerde 5. ve 6. Maddeler hariç istisna tutarı uygulanacaktır. Ayrıca henüz başlamamış olan ticari, zirai veya mesleki faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar da istisna hariçtir. Yani bir takvim yılı içerisinde 27.000 TL olan tutardan az olan Arızi Kazançlar beyan edilmeyecektir.
Kişilerin Mükellefiyeti
Arızi kazançların vergilendirilmesinde bir diğer önemli husus ise kişinin mükellefiyetidir. Tam mükellef ve dar mükellefler arasında farklılıklar arz etmektedir.
Tam mükelleflerde Arızi Kazanç, yıllık beyanname ile beyan edilmesi gereken gelir unsurlarından bir tanesidir. İstisnaya tabi olan Arızi Kazançlar ise beyan edilmeyecektir. Dar mükellefiyette ise Arızi Kazançların Türkiye’de elde edilmiş sayılması için, bu kazancı doğuran işin veya işlemin Türkiye'de yapılmış olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu Madde 82/2 de yer alan lafza göre (Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.) yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dâhil edilmez.
Değerlendirme
Arızi kazançlardaki en önemli husus işin “devamlılığıdır.” Makalemizin başında da söylediğimiz üzere Arızi Kazançlar, Diğer Kazanç ve İratlar başlığının alt başlığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer 6 kazançtan ayıran husus ise yine söylediğimiz üzere elde edilen kazancın takvim yılı içerisinde bir veya iki kere yapılmasından, devamlı olarak ifa edilmemesinden kaynaklıdır. Bu yönüyle diğer gelirlerden ayrılmıştır. Arızi kazançların beyanında ise dikkat edilmesi husus istisnai tutardır. Bu tutar her sene Gelir İdaresi Başkanlığınca bildirilir. 2018 yılı için Arızi Kazançlarda istisnai tutar; 27.000 Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
Sonuç
Maddeler halinde belirtilen Arızi Kazançların vergilendirilmesi, beyan edilmesi ise ayrı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Vergilendirilmesi ve beyanı aşamasında bir takım sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Vergilendirilme aşamasında ise Arızi Kazanç gelirlerinin diğer gelir unsurlarına göre takibi daha zordur. Çünkü Arızi olarak yapılan bir işin devamlılık arz etmeyeceğinden dolayı takibi zordur. Ayrıca kazancı sağlayan kişinin sorumluluğu ise bu aşamada önem arz etmektedir. Bu yüzden Arızi olarak kazanç sağlayan kişilerin devlete karşı kendilerini sorumlu hissedip görevlerini yerine getirmesi gerekmektedir.
Vergilendirilme aşamasındaki bir diğer sorun ise, devamlılık ile elde edilmeyen bu kazançların beyan edilmesi gerektiğini, arızi kazanç sağlayan kişilerin kaçının bilip bilmediği konusu da ayrı bir tartışma konusu olacaktır.
KAYNAKÇA
-
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
-
Ufuk, Mehmet Tahir, Arızi Kazançların Vergilendirilme Esasları, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, 2008 Mayıs, MDERGI/8876A.015 (https://www.lebibyalkin.com.tr/mevzuat/mevbank/dergi/lebib-yalkin-mevzuat-dergisi_mdergi_/2008-mayis-sayi-53_mdergi_8876a-00_/arizi-kazanclarin-vergilendirilmesi.html)
-
Doğrusöz, Bumin, Köşe Yazısı, 7 Temmuz 2015, (https://www.dunya.com/kose-yazisi/arizi-kazanclar/24597)
-
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/Yararli_Bilgiler/arizikazanc.html