“Serbest Bölgeler Kanunu İle Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 25.11.2008 tarihli Resmi Gazetede 5810 sayılı olarak yayımlandı. 5810 sayılı Kanunun, özü itibariyle 2004 yılında yapılan değişikliklerle cazibesini yitirmeye başlayan Serbest Bölgeleri hareketlendirmeyi, serbest bölgeleri özellikle ihracata dönük merkezler haline getirmeyi amaçladığı anlaşılıyor.
Serbest Bölgeler Koordinasyon Kurulu
5810 sayılı Kanunun göze batan ilk yeniliği, serbest bölgelerdeki faaliyetleri değerlendirmek, bölgelerin sorunlarını tespit edip çözüm getirmek amacıyla Serbest Bölgeler Koordinasyon Kurulu adıyla bir birimin oluşturulmuş olması. Kurulun nasıl oluşturulacağı ve çalışma biçimi çıkartılacak bir Yönetmelik ile belirlenecek. Serbest bölge faaliyetleriyle ilgili sivil toplum örgütleri ve özel sektör temsilcilerinin bu Kurulda yer alması halinde Kurulun daha sonuç alıcı yaklaşımlar sergileyeceğini değerlendiriyoruz.
Gümrük Kanunu ile Uyum ve Tam Üyeliğe Kadar Geçici Düzenleme
Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde yer alan “serbest bölgeler gümrük bölgesi dışında sayılır” hükmü yerine, Serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber; serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir.” Hükmü getirilmiştir. Yeni hüküm 4458 sayılı Gümrük Kanununun 152 nci maddesinde yer alan hüküm ile paralel bir düzenlemedir. Bu şekilde, Gümrük Kanunu ile Serbest Bölgeler Kanunu arasında uyum sağlanarak, buradan kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.
5810 sayılı Kanunda, AB uygulamasına paralellik taşımayan bazı hükümler için uygulanma süresi, Türkiye’nin AB’ye tam üye olması tarihine kadarki dönem olarak öngörülmüştür. Bu kapsamda, Türkiye AB’ye tam üye oluncaya kadar serbest bölgeler gümrük rejimleri açısından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında, menşe hükümlerinin uygulanması yönünden ise Türkiye Gümrük Bölgesinden sayılacaktır.
5000 ABD Dolarına Kadar İhracat İşlemlerinden İstisna
5810 sayılı Kanun ile, daha önce isteğe bağlı olarak ihracat işlemlerinde prosedürlerden muafiyet tutarı olan 500 ABD Doları, 5000 ABD Dolarına çıkartılmıştır. Bu şekilde, serbest bölge ile Türkiye arasında küçük kıymetli eşya sirkülasyonunun ihracat prosedürlerinden geçmeksizin (örneğin ihracat beyannamesi verilmesi ve gümrük kontrollerinin yapılması gibi) gerçekleştirilmesinin önü açılmış ve firmalara esneklik sağlanmıştır. Ancak, bu tür durumlarda ihracat istisnasından faydalanılamayacağı da bilinmelidir.
Yabancıların Çalıştırılmasında Kolaylık
Serbest Bölgeler Kanununun 12 nci maddesinde yapılan değişiklikle, serbest bölgelerde uygulanmayacak kanunlar arasında 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun da sayılmıştır. Bu şekilde serbest bölgelerde yabancı personel çalıştırılması da kolaylaştırılmıştır.
Ücretler İçin Gelir Vergisi İstisnası
5810 Kanun ile Gelir ve Kurumlar Vergisi yönünden, AB’ye tam üye oluncaya kadar bölgede imal edilen mamullerin satışından elde edilen kazançlar için gelir ve kurumlar vergisi istisnası devam ettirilmiştir. Buna ilave olarak, faaliyet ruhsatlarının hangi tarihte alındığına bakılmaksızın, bölgede üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükellefler için 01.01.2009 itibariyle personele ödenen ücretler bakımından da AB’ye tam üye olununcaya kadar devam etmek üzere gelir vergisi istisnası getirilmiştir. Bakanlar Kuruluna %85 oranını %50’ye kadar indirme yetkisi verilmiştir. Yıllık satış tutarı %85 oranının altında kalırsa ne olacağı da Kanunda belirtilmiştir. Bu durumda, zamanında tahsil edilmeyen vergiler gecikme zammı alınarak tahsil edilecek, ancak ceza uygulanmayacaktır.
Ayrıca, bölgede gerçekleştirilen faaliyetlere ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar damga vergisi ve harçlardan müstesna tutulmuştur.
Özel Tüketim Vergisi Yönünden Af
5810 sayılı Kanunun 9 unu maddesinin son fıkrasının “af” niteliği taşıyan bir özelliği de bulunmaktadır. Buna göre, Özel Tüketim Vergisine konu olan ve serbest bölgeye ihraç edildikten sonar buralarda tüketilen veya kullanılan ürünlerin 5810 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce ödenmeyen Özel Tüketim Vergileri ile ilgili olarak, tarhiyat yapılamayacak, yapılan tarhiyatlardan vazgeçilecek, tahakkuk eden tutarlar ise terkin edilecektir.