5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin kapsamına Devlete ait olup 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları girmektedir.
 
Dolayısıyla, 213 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gümrük vergileri, ithalde alınan katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintileri, trafik para cezaları gibi idari para cezaları ve benzeri alacaklar için 5736 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
 
Ayrıca, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 213 sayılı Kanunun 344 üncü ve geçici 27 nci maddeleri uyarınca vergi ziyaı cezası üç kat (iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ve il özel idareleri ile belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında madde hükmü uygulanmayacaktır.
 
213 sayılı Kanunun 344 üncü ve geçici 27 nci maddeleri uyarınca üç kat kesilen vergi ziyaı cezasının yargı kararı ile bir kat olarak değiştirilmek suretiyle onanmış olması halinde de bu tarhiyata konu vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları 5736 sayılı Kanun kapsamına girmeyecektir.
 
5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin kapsamına, maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihinden önceki dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi gereken beyannamelere) ilişkin olan tarhiyatlar girmektedir.
 
Örneğin, Aralık/2007 ayına ait olup 24/1/2008 tarihi mesai saati bitimine kadar verilmesi gereken katma değer vergisi beyannameleri nedeniyle yapılmış ve maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmiş olan tarhiyatlar Kanun kapsamına girmekte, Mart/2008 ayında verilecek 2007 yılı yıllık gelir vergisi beyannameleri için yapılacak tarhiyatlar ise anılan Kanunun kapsamına girmemektedir.
 
Diğer taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilen ve maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmiş ancak kesinleşmemiş olan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları Kanun kapsamına girmektedir.
 
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi, kapsama giren vergi ve cezaların kesinleşmemiş olması şartını getirmektedir.
 
Buna göre, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla;
 
  • Vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçmemiş olan,
  • Vergi mahkemelerinde davası devam eden,
  • Vergi mahkemeleri kararı üzerine itiraz veya temyiz başvuru süreleri geçmemiş olan,
  • Bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde ihtilaflı olan veya karar düzeltme başvuru süreleri geçmemiş olan
          vergi ve cezalar Kanun kapsamına girmektedir.
 
İhtilafa ilişkin nihai kararın kesinleşmiş olması halinde ise bu madde hükmünden yararlanılamayacaktır. Kesinleşmiş nihai yargı kararı, nihai yargı kararı üzerine tarafların kanun yollarına süresinde başvurmamaları veya kanun yollarının tüketilmesine ilişkin kararın maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla (bu tarih dahil) taraflardan herhangi birine tebliğ edilmiş olmasıdır. 
 
Ancak, 5736 sayılı Kanun kesinleşmeye ilişkin yargı kararlarının bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 27/2/2008 tarihi itibarıyla taraflardan hiçbirine tebliğ edilmemiş olması halinde Kanundan yararlanılabileceğini öngörmektedir.
 
Örneğin, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Danıştay tarafından karar düzeltme başvurusu üzerine verilmiş bir kararın, vergi dairesine tebliğ edilmiş ancak mükellefe tebliğ edilmemiş olması halinde mükellef, 5736 sayılı Kanundan yararlanamayacaktır. 
 
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124 üncü (şikayet yolu) maddesinden hareketle açılmış olan davalar ile yargı kararları kesinleştikten sonra kullanılabilen kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılmış ihtilaflara konu vergi ve cezalar, kesinleşmiş alacak oldukları için Kanun kapsamına girmemektedir.
 
Öte yandan, maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla;
 
Uzlaşma veya tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş ancak,
 
  • Tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinde uzlaşma günü verilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma günü gelmemiş,
  • Diğer uzlaşma taleplerinde ise henüz uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş
          uzlaşma talepleri 213 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılacaktır.
 
5736 sayılı Kanun, bu safhada bulunan vergi ve cezaların, talep edilmesi halinde Kanunda öngörülen sürede 18 taksitte ödenebilmesine imkân tanımaktadır. Bu nedenle, uzlaşma talepleri 213 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılan mükelleflerin, bu maddede yer alan taksitlendirme hükümlerinden yararlanmak istemeleri halinde kendilerine tayin edilen uzlaşma gününde bu taleplerini yazılı olarak komisyona beyan etmeleri  gerekmektedir.
  
Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa yazılan nihai teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş olan mükellefler ise dava açma süresi içinde tarha yetkili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunmak, dava açmamak ve nihai teklifte yazılı tutarı kabul etmek koşuluyla bu maddede yer alan taksitlendirme hükümlerinden yararlanabileceklerdir (yeniden uzlaşma yok)
 
213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunan ve uzlaşma görüşmelerinde 5736 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirme talep eden mükellefler ile uzlaşma vaki olmadığı takdirde, bu mükelleflerin vergi ve ceza tarhiyatından sonra 213 sayılı Kanunun uzlaşma hükümlerinden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
 
Maddenin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilmesine rağmen gün verilmemiş (uzlaşma gününü belirten davetiye yazısı mükellefe tebliğ edilmemiş) vergi incelemelerine ilişkin olan talepler, 5736 sayılı Kanun kapsamında bulunmamaktadır.  (devam eden incelemeler)
 
Kanun esas itibariyle ihtilaflı alacakları kapsamakla birlikte uzlaşma safhasında olanlara 18 ay taksit olanağı sağlamaktadır. Tebliğ hükümlerinden anlaşıldığı kadarıyla ihtilaflı alacaklara 31.03.2008 tarihine kadar vergi dairesine dilekçe verildiğinde özel uzlaşma imkanı tanınırken uzlaşma safhasında olanların uzlaşmasının normal uzlaşma hükümlerine göre sonuçlandırılacağı, onlar için sadece 18 aylık taksit olanağı getirildiği anlaşılmaktadır.
 
Vergi mahkemelerinde dava açma, vergi mahkemeleri kararı üzerine itiraz veya temyiz başvuru süreleri ve bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde karar düzeltme başvuru süreleri geçmemiş olanlar:
 
5736 sayılı Kanuna göre mükelleflerin vergi ve cezalar için uzlaşma başvurularını, 31/3/2008 tarihine kadar (bu tarih dahil) yapmaları esas olmakla birlikte bu Kanun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan dava açma, itiraz, temyiz ve karar düzeltme başvuru sürelerini değiştirmemektedir.
 
Örneğin, tarh edilen vergi ve kesilen cezaya ilişkin ihbarnamenin 25/2/2008 tarihinde mükellefe tebliğ edildiği varsayıldığında, bu tarhiyata karşılık mükellefin 26/3/2008 tarihi mesai saati sonuna kadar vergi mahkemesinde dava açma hakkı bulunmaktadır. 5736 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen mükellefin dava açma süresi içerisinde yaptığı başvuru üzerine uzlaşma sağlanamaması halinde 213 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesi hükmüne göre dava açma yoluna gidebilecektir. 5736 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuru süresi 31/3/2008 tarihinde sona erdiğinden mükellefin 27-31 Mart 2008 tarihleri arasında Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunması mümkündür. Ancak, bu tarihler arasında yapılan başvuru üzerine uzlaşma sağlanamaması(örneğin uzlaşmanın 1.4.2008 de yapılması) halinde dava açma hakkını kaybetmiş olacaktır.  
 
Dolayısıyla, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan itiraz, temyiz ve karar düzeltme başvuru süreleri ile cevap verme süreleri de değişmediğinden, mükelleflerin madde hükmünden yararlanmak için başvurularını söz konusu süreleri dikkate alarak yapmaları icap etmektedir.
 
Kanun uygulamasından yararlanabilmek için yapılacak başvuruların tarha yetkili vergi dairesine dilekçe ile yazılı olarak yapılması gerekmektedir.
 
Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde devam eden davalar:
 
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 27/2/2008 tarihi itibarıyla tarh edilen vergi ve kesilen cezaya ilişkin ihtilafın, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde devam ediyor olması halinde, mükelleflerin bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvurularını; tarha yetkili vergi dairesine dilekçe ile 31/3/2008 tarihi mesai saati bitimine kadar yazılı olarak yapmaları gerekmektedir.
 
Uzlaşma veya tarhiyat öncesi uzlaşma safhasında bulunan vergi ve cezalar:
 
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş ancak;
 
a. Tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinde uzlaşma günü verilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma günü gelmemiş vergi ve cezalar için bu Kanundan yararlanılmak üzere yapılacak başvuruların, en geç uzlaşma gününde uzlaşma komisyonuna dilekçe ile yapılması gerekmektedir.  
 
b. Uzlaşma taleplerinde henüz uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş vergi ve cezalar için bu Kanundan yararlanılmak üzere yapılacak başvuruların; en geç uzlaşma gününde uzlaşma komisyonuna dilekçe  ile yapılması gerekmektedir. 
 
Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa yazılan nihai teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş olan vergi ve cezalar:
 
  •  5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa yazılan nihai teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş olan mükellefler ise dava açma süresi içinde tarha yetkili vergi dairesine yazılı başvuruda  bulunmak, dava açmamak ve nihai teklifte yazılı tutarı kabul etmek koşuluyla bu madde hükmünden yararlanabileceklerinden, başvurularını en geç dava açma süresinin bitim tarihinde yapmaları gerekmektedir.
  • Mükelleflerin yukarıda belirtilen safhalarda, uzlaşma görüşmesi yapılmadan önce taleplerini yaptıkları mercilere yazılı başvuruda bulunarak uzlaşma taleplerinden vazgeçmeleri mümkündür.
 
5736 sayılı Kanundan yararlanacak mükelleflerin, başvuru dilekçelerini, süresinde ilgili mercie elden vermeleri veya taahhütlü posta ile göndermeleri gerekmektedir. Başvuruların taahhütlü posta ile yapılması halinde evrakın postaya verildiği tarih ilgili mercie başvuru tarihi olarak kabul edilecektir. Başvurunun adi posta ile yapılması halinde ise, postanın ilgili merci kayıtlarına giriş tarihi başvuru tarihi olarak kabul edilecektir.
 
Uzlaşma talebine ilişkin başvuruların, uzlaşmaya konu edilen vergi ve cezaya ilişkin  ihtilafın tamamı için yapılması gerekmekte olup ihtilafın bir kısmı için uzlaşma talep edilmesi mümkün değildir. Ancak mükelleflerin, idare ile birden fazla ihtilafı var ise bunların bir kısmı için 5736 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmayı talep etmeleri, diğer ihtilaflarını ise yargı sürecinde sonuçlandırmayı tercih etmeleri mümkündür.
 
5736 sayılı Kanun kapsamında yapılacak uzlaşma başvuruları, 213 sayılı Kanuna göre kurulmuş olan uzlaşma komisyonları tarafından sonuçlandırılacaktır.
  
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında yapılacak uzlaşmalarda da talep edilen tarhiyata konu vergi ve ceza miktarı üzerinden görüşmeler yapılacaktır.
 
Uzlaşma komisyonlarının 213 sayılı Kanun uyarınca belirlenmiş yetki sınırları, 5736 sayılı Kanunun uygulanması bakımından da geçerlidir. Uzlaşma komisyonlarının yetki sınırları belirlenirken sadece tarhiyata konu edilen vergi miktarı dikkate alınacaktır.
 
Bir mükellef adına, muhtelif yıllar için veya aynı yıl için birden fazla tarhiyat yapılması ve tarhiyatların bir kısmının uzlaşma yetkisi düşük uzlaşma komisyonunun, bir kısmının ise yetkisi daha yüksek uzlaşma komisyonunun yetki sınırları içinde kalması halinde uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından bu tür taleplerin tümü, yetkisi daha yüksek olan uzlaşma komisyonunda incelenecektir.
 
Aynı konuda birden fazla yılın bir kısım incelemesinin tamamlanmış ve kanun kapsamında bulunuyor olması diğer yılların incelemesinin devam ediyor olması hali düzenlenmemiştir.
 
Kanun kapsamındaki başvurunun sadece vergi ziyaı cezasını kapsaması halinde ise, yetkili uzlaşma komisyonunun tespiti için cezanın hesaplanmasına esas teşkil eden vergi miktarı dikkate alınarak, vergi miktarı hangi uzlaşma komisyonunun yetkisi içerisinde kalıyor ise kesilen ceza için yapılan uzlaşma talebi bu komisyonca görüşülecektir.
 
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları bakımından yetkili uzlaşma komisyonu ise,
 
  • Sadece bunların uzlaşmaya konu edilmesi halinde bağlı bulundukları vergi dairesi (bağlı vergi daireleri dahil) bünyesinde kurulan uzlaşma komisyonu,
  •  Bu cezaların, vergi ve/veya diğer cezalar ile birlikte uzlaşmaya konu edilmiş olması halinde, vergi miktarı hangi uzlaşma komisyonu yetkisine giriyor ise bu uzlaşma komisyonu,
        olacaktır. 
 
Uzlaşma komisyonları, mükellef başvurularını alan vergi dairesinin gönderdiği başvuru dilekçesi ve ihtilafla ilgili gerekli bilgi ve belgeleri de dikkate alarak uzlaşma taleplerini sonuçlandıracaklardır. Uzlaşma tutanaklarında, "Uzlaşma, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında yapılmıştır." ifadesine yer verilecektir. 
 
5736 sayılı Kanun kapsamında uzlaşma tutanağını imzalayan mükelleflerce davadan vazgeçme dilekçeleri üç örnek olarak  uzlaşma komisyonuna verilecektir. Bu dilekçelerin komisyona verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçelerin bir örneği uzlaşma komisyonunun dosyasında muhafaza edilecek, iki örneği ise vergi dairesine gönderilecektir.
 
5736 sayılı Kanun hükümlerinden, ihtilafı devam eden vergi ve cezalar için yararlanmak isteyen mükelleflerle uzlaşma sağlanamadığı takdirde, bu safhadaki vergi ve cezalar için uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanakta nihai teklife yer verilmeyecektir. Dolayısıyla tutanakta, tarh edilmiş vergi ve kesilmiş ceza tutarı uzlaşılamayan tutar olarak yer alacaktır.
 
Bu hükmün mevhum-u muhalifinden anlaşıldığı kadarıyla uzlaşma safhasındaki alacaklar için uzlaşılamama hali olursa normal hükümler geçerli olacaktır.
 
Mükellef başvurularını alan ilgili vergi dairesi, yetki sınırını dikkate alarak en kısa sürede başvuru dilekçesi ve ihtilafla ilgili olarak gerekli bilgi ve belgeleri yetkili uzlaşma komisyonuna intikal ettirecektir.
 
Uzlaşma komisyonundan uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanakların alınması üzerine, ihtilafı devam eden vergi ve cezalar için ihtilafın sonlandırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Dava açma süresi geçmemiş olan vergi ve cezalar için ise mükellefin dava açıp açmadığı hususu göz önünde bulundurularak işlem yapılacaktır.
 
Uzlaşma komisyonundan uzlaşmanın vaki olduğuna dair uzlaşma tutanağının ve varsa açılmış davalardan vazgeçildiğine dair dilekçelerin iki örneğinin alınması üzerine vergi dairesi dilekçenin bir örneğini mükellefin dosyasında muhafaza edecek, bir örneğini ise yargı merciine gönderecektir.
 
Uzlaşmanın vaki olması üzerine, uzlaşmaya konu alacaklarla ilgili olarak idarece sürdürülen ihtilaflardan da vazgeçilecektir.
 
Uzlaşma sağlanması durumunda ne yapılacak?
 
Kanuna göre uzlaşma sağlanır ise uzlaşılan vergi ve cezalar 18 ayda 18 eşit taksitte ödenecektir. Taksitlere binde 2 oranında ayrıca faiz hesaplanacaktır. Ancak uzlaşılan vergilere normal vade tarihleri ile uzlaşılan tarih arasındaki süreye ilişkin ayrıca gecikme faizi hesaplanacaktır.
 
Taksitler süresinde ödenmez yada eksik ödenir ise
 
  •  Ödenmemiş olan tutarlar son taksit ödeme süresi sonuna kadar,
  • Ödenmeyen yada eksik ödenen taksitin son taksit olması halinde ise bu tutarın son taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen kısım ile brilikte her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 fazlası ile ödenmesi şartıyla kanun hükümlerinden yararlanılır. Buna rağmen ödenmezse bu tarihten itibaren de gecikme zammı hesaplanır.
 
1. madde kapsamına giren tutarlara karşılık Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış tahsilâtlar, aynı madde kapsamında uzlaşılan tutarlara ve hesaplanan gecikme faizlerine 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre mahsup edilir ve fazla tahsil edilen tutarlar red ve iade edilir.
 
Uzlaşmanın vaki olduğu alacaklara karşılık maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar, madde kapsamında uzlaşılan tutarlara ve gecikme faizlerine 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre mahsup edildikten sonra tahsili gereken bir tutar bulunması halinde bu tutar 18 eşit taksite bölünecektir.
 
Örnek :Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı Demirci Vergi Dairesi mükelleflerinden (G), 5736 sayılı Kanundan yararlanmak üzere tarha yetkili Demirci Vergi Dairesine 14/3/2008 tarihinde müracaatta bulunmuştur. Mükellefle yetkili uzlaşma komisyonu, uzlaşma günü olarak tayin edilen 25/3/2008 tarihinde 10.000,-YTL gelir vergisi ve 5.000,-YTL vergi ziyaı cezası üzerinde uzlaşmaya vararak, uzlaşma tutanağını imzalamıştır. Mükellef uzlaşılan tutarlara ilişkin açmış olduğu davadan vazgeçtiğine dair dilekçelerini komisyona üç örnek olarak teslim etmiştir.
   
Uzlaşma komisyonu, uzlaşma tutanağını ve mükellefin davalarından vazgeçtiğine ilişkin dilekçesinin iki örneğini vergi dairesine göndermiştir.
  
Demirci Vergi Dairesi, uzlaşılan toplam (10.000+5.000=) 15.000,-YTL ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih itibarıyla hesaplanan 3.000,-YTL'lik gecikme faizinin toplamı olan 18.000,-YTL'yi 18 eşit taksite bölmüş ve (18.000/18=) 1.000,-YTL'yi taksit tutarı olarak tespit etmiştir.
Mükellef (G)'nin, ilk taksiti (1.000,-YTL) ve taksit tutarı üzerinden hesaplanacak binde ikilik faizi Nisan/2008 ayı sonuna kadar vergi dairesine ödemesi gerekmektedir. 5736 sayılı Kanun kapsamında kalan 17 taksitin ise izleyen aylarda ödenmesi gerektiği tabiidir.
   
Binde ikilik faiz, (Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı) formülüyle hesaplanacaktır.
 
Formülde yer alan;
 
  •  Taksit tutarı: Uzlaşılan tutar ile uzlaşma tarihi itibarıyla hesaplanan gecikme faizinin toplamının 18 sayısına bölümünü, 
  •  Ay sayısı: Kanundaki "İlk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı" hükmü gereğince, ilk taksitin ödenmesi gereken ay (bu ay dahil) ile her taksitin ödenmesi gereken ay (bu ay dahil) arasında geçen ay sayısını, Örneğin 15. taksidi ödüyorsanız ay sayısı 15 olacaktır.
  •  Faiz oranı: Kanundaki "binde iki oranında faiz hesaplanması" hükmü gereğince "binde iki" oranını
            ifade etmektedir. 
 
Toplam taksit tutarı ise taksit tutarı üzerinden hesaplanan binde ikilik faiz tutarı ile taksit tutarının toplamını ifade etmektedir. 
 
Yukarıdaki örnekte;
 
 15'inci taksit için binde ikilik faiz tutarı;
 
(Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)= 1.000x15x0.002=30,-YTL
 
Buna göre; mükellefin Haziran/2009 ayında 15'inci taksit olarak ödeyeceği toplam taksit tutarı (1.000+30=)1.030,-YTL olacaktır.
 
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı fıkrasında "Bu madde kapsamında uzlaşma sağlanan alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde, süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksit tutarı; son taksit ödeme süresi sonuna kadar, ödenmeyen ya da eksik ödenen taksitin son taksite ait olması halinde ise bu tutara son taksiti izleyen ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 oranında, tahsil tarihine kadar geçen süre için ise 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek ödeme emri tebliğine gerek kalmaksızın aynı Kanun hükümlerine göre cebren takip ve tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.
 
Bu hüküm uyarınca, süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş toplam taksit tutarları, son taksit ödeme süresi sonuna kadar (ödenmeyen ya da eksik ödenen taksitin son taksite ait olması halinde ise bu tutara son taksiti izleyen ayın sonuna kadar), taksit tutarı ve binde ikilik faiz üzerinden her ay ve kesri için ayrı ayrı %5 oranında zam hesap edilerek tahsil edilecektir.
 
Diğer taraftan, toplam taksit tutarlarının %5 oranında zam uygulanarak tahsil edileceği sürede de tamamen ödenmemesi halinde, bu sürenin bitim tarihinden itibaren uzlaşılan tutarlar içerisinde yer alan vergi aslı ve vergi ziyaı cezasına, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammı (%2,5) hesap edilerek tahsil edilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki örnekte; mükellef (G), 15'inci taksiti süresinde ödememiştir. Mükellefin bu taksiti 18'inci taksitin ödeme (son taksit) süresi olan Eylül/2009 ayı içinde ödemesi durumunda, toplam taksit tutarı üzerinden gecikilen her ay ve kesri için aylık %5 oranında zam hesaplanacaktır.
 
15'inci taksit olarak ödenmesi gereken toplam taksit tutarı (1.000+30=)1.030,-YTL olarak hesaplanmıştır. Bu tutarın Haziran/2009 ayında ödenmeyerek Eylül/2009 ayında ödenmesi halinde, taksit tutarı üzerinden gecikilen 3 ay için aylık %5 zam hesaplanması gerekmektedir.
 
%5 zam tutarı, (toplam taksit tutarı x ay sayısı x zam oranı)= 1.030 x 3 x %5=154,50 YTL olarak bulunacaktır.
 
Buna göre, Haziran/2009 ayında ödenmeyen 1.030,-YTL tutarlı 15'inci taksit, 18'inci taksitin ödenme süresi olan Eylül/2009 ayında ödenmesi halinde, gecikilen her ay için %5'lik zam da hesaplanarak (1.030 + 154,50=)1.184,50 YTL olarak ödenecektir.
 
Yukarıdaki örnekte; 15'inci taksitin 15/12/2009 tarihinde ödendiği varsayılırsa, mükelleften 15'inci taksit ile 18'inci taksit arasındaki (Temmuz-Ağustos-Eylül) süre için %5'lik zam, 1/10/2009-15/12/2009 tarihleri arasındaki süreye de gecikme zammı alınması gerekmektedir.
 
Mükellefler tarafından, ödeme planlarında yer alan taksitlerin, taksit ödeme aylarından önceki aylarda ödeme yapılmak istenilmesi halinde, ödeme planında ilgili taksit için öngörülen ödeme ayına göre hesaplanan binde ikilik faiz tutarı yerine, ödemenin yapıldığı ay itibarıyla binde ikilik faiz tutarının hesaplanması ve buna göre tahsilatın yapılması gerekmektedir.
 
Yukarıdaki örnekte yer alan 15'inci taksitinin süresinde ödenmesi halinde, taksit tutarı üzerinden binde ikilik faiz olarak 30,-YTL faiz hesaplanmıştır. Ancak, mükellef (G)'nin bu taksitini 14'üncü taksitle birlikte ödediği varsayıldığında 15'inci taksitin toplam tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
 
15'inci taksit için binde ikilik faiz tutarının hesaplanmasında 15 ay yerine 14 ay üzerinden faiz hesaplanacaktır.
 
Bu takdirde faiz tutarı; (Taksit tutarı x ay sayısı x faiz oranı)= 1.000x14x0.002=28,-YTL olacaktır.
 
Buna göre, mükellef 15'inci taksiti Haziran/2009 yerine Mayıs/2009 ayında ödemesi durumunda, (30 - 28=)2,-YTL daha az faiz ödemiş olacaktır.
 
5736 sayılı Kanun kapsamında yapılan taksitlendirmelerde herhangi bir teminat istenmeyecektir.
 
Uzlaşma neticesinde borçları taksitlendirilen mükelleflerin mal varlığına daha önce taksitlendirilen borçlar için tatbik edilmiş bulunan hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların kamu alacağını karşılayacak değerde olması halinde, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
 
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre borçları taksitlendirilen mükellefler tarafından, "vergi borcu olmadığına dair" yazı istenilmesi halinde, vergi dairelerince bu borçlar muaccel borç olarak değerlendirilmeyerek başka muaccel borcunun bulunmaması kaydıyla gerekli yazı verilecektir.
 
5736 sayılı Kanun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan dava açma, itiraz, temyiz ve karar düzeltme başvuru süreleri ile cevap verme sürelerini değiştirmediğinden, uzlaşma vaki olmadıkça, idarece bu süreler esas alınmak suretiyle ihtilaflara ilişkin gerekli işlem ve başvuruların mükellefin uzlaşma başvurusunun bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yapılması gerekmektedir.
 
Bankalar Kanunu'nun geçici 4. Maddesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda uzlaşma
 
2001 yılında yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri çerçevesinde bankalar, 2001 yılı bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmuşlar, düzeltme sonucunda bilançolarında önemli tutarda zarar oluşmuştur. Oluşan zararın kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusundaki görüş ayrılığı sonucu konu yargıya taşınmış, yargıdan bir kısmı idare lehine ancak çoğunlukla idare aleyhine kararlar çıkmıştır. Çıkan yargı kararlarının uygulanması aşamasında da sorunlar çıkmış ve bu sorunları bir uzlaşı çerçevesinde çözme gerekçesiyle düzenleme yapılmıştır.
 
Yapılan düzenlemeye göre, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan zararların % 65'i 2001 yılına ait kurum kazancının tespitinde geçmiş yıl zararı olarak dikkate alınacak, izleyen yıllara ait kurumlar vergisi beyannameleri de bu çerçevede düzeltilecektir.
 
Bu şartlar dahilinde ilgili yıllara ait kurumlar vergisi matrahlarının Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerine göre zamanaşımı hükümleri dikkate alınmaksızın düzeltilmesi sağlanmaktadır.
 
Bunun için 27.3.2008 tarihine kadar bankaların davadan feragat ettiklerini ilgili vergi dairesine ve yargı mercilerine bildirmesi gerekmektedir.
 
Yapılan düzeltme sonucu bankalara red ve iade edilmesi gereken bir tutar bulunması halinde bu tutar, bankaların bağlı bulundukları vergi dairelerine doğmuş ve doğacak borçlarına mahsuben iade edilir. Bu fıkra hükmüne göre, red ve iade edilecek tutarlar için herhangi bir faiz veya zam hesaplanmaz.
 
3. Madde gereğince red ve iadesi gereken tutardan daha fazla bir tutarın yargı kararları gereğince iade edilmiş olması halinde aradaki fark, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar bankalarca red ve iadeyi yapan vergi dairesine bildirilir ve yapılan bu bildirim üzerine ilgili yılın kurumlar vergisi olarak tarh ve tahakkuk ettirilen vergi aynı sürede ödenir. Tahakkuk eden bu vergi için gecikme faizi ve vergi cezası uygulanmaz. Bu fıkra ile belirlenen sürede ödenmeyen vergi, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir
 
Düzenlemeden yararlanılması için davalardan feragat edilmesi ve bu konuda yeniden ihtilaf yaratılmaması gerekmektedir.
 
KDVK MD. 17/2-E kapsamında yapılan tarhiyatlar
 
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/2. maddesine 5228 sayılı Kanun'la eklenen (e) bendi ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kanunlarla kendilerine verilen görevleri çerçevesinde, kuruluş amaçlarına uygun ruhsat, izin, onay ve benzeri hizmetleri ile bu hizmetlerle ilgili olarak kullanılacak basılı kağıtların bu kuruluşlar tarafından teslimi vergiden istisna edilmiştir. Yapılan düzenlemeyle motorlu taşıtların tescil plaka teslimleri istisna kapsamı dışında tutulmuş, düzenleme 31.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
 
Şimdi 5736 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeyle, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/2-e maddesinde sayılan işlemlerle ilgili olarak 31.07.2004 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılan tarhiyatlardan vazgeçilmesi, varsa tahakkuk eden tutarların terkin edilmesi öngörülmüştür
 
Motorlu Taşıtlar Vergisine ilişkin düzenleme
 
25/12/2003 tarihli ve 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu düzenlemeler sırasında mevcut uygulamadaki ağırlık esasına göre vergilendirmeye son verilmiş, vergilemede silindir hacmi esas kriter olarak alınmıştır.
 
Taşıtların vergilendirmesindeki değişikliklerin ardından, vergilendirmeye esas teşkil eden verilerin vergi daireleri nezdinde yanlış veya eksik olması nedeniyle bazı taşıtlara eksik motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Söz konusu eksikliklerin giderilmesinin ardından geçmişe dönük olarak motorlu taşıtlar vergisi tahakkuku yapılarak gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilmesi gereği ortaya çıkmıştır.
 
5736 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeyle, 5035 sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 01.01.2004 tarihinden 31.12.2007 tarihine kadar, ilk tahakkuktan sonra ilave olarak tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisinin; dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve 30.06.2008 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, gecikme zammının aranmaması öngörülmüştür.
 
MADDE 6 – (1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
 
a.       Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "(344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza hariç)" ibaresi "(359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza hariç)" şeklinde,
b.       Ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "(344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilecek tarhiyata ilişkin vergi ve ceza hariç)" ibaresi "(359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza hariç)" şeklinde,
 
            değiştirilmiştir.
 
Uzlaşma
 
Ceza Kanunu değişiklikleri ile uzlaşma maddesinin uygulanması tartışmalı hale gelmiştir. Anılan değişiklik ile VUK'un 344'üncü maddesinin başlığı "Vergi ziyaı cezası" şeklinde değiştirildi ve maddenin birinci ve ikinci fıkraları birleştirildi. Diğer taraftan VUK'un Ek 1 ve Ek 11'inci maddelerinde düzenlenen uzlaşma müesseselerinde bu değişikliğe paralel düzenleme yapılmamıştır Bu maddelerde, VUK'un 344'üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar uzlaşma kapsamı dışına tutulmuştur. Oysa son değişiklik sonrasında, VUK'un 344'üncü maddesinin üçüncü fıkrası, kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen vergi beyannameleri için kesilecek cezaları düzenlemektedir. VUK'un 359'uncu maddesindeki fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi, birinci ve ikinci fıkranın birleşmesi sonrasında ikinci fıkrada yer almıştır. Dolayısıyla VUK 359 da uzlaşma kapsamına girmiştir. Bu değişiklik ile VUK 359 tekrar uzlaşma kapsamında çıkarılmıştır. Paralel değişiklik şimdi yapılmıştır.