Cenk Orhan | Deloitte Türkiye Vergi Denetçisi
Yabancı Ortaklı Türk Şirketleri Açısından Nakit Havuzu Sisteminin İncelenmesi
Rekabet şartlarının giderek arttığı günümüz ekonomilerinde firmalar için mevcut kaynakların etkin şekilde kullanımı oldukça önem kazanmıştır. Mevcut kaynakların etkin kullanımı grup şirketlerinden birinde yer alan atıl kaynakların, ihtiyacı olan diğer grup şirketlerinde kullanımını gerektirmektedir. Nakit havuzu sistemi de grup şirketlerinin elinde bulunan fazla kaynakların tek bir havuzda toplanmasını ve ihtiyacı olan diğer grup şirketleri tarafından kullanılmasını sağlayan bir sistemdir. Bu sayede firmalar nakit sıkıntısına düşmemektedirler ve grup içindeki kaynaklar kullanıldığından banka ve diğer kredi kuruluşlarından kredi kullanmak mecburiyetinden kurtulmaktadırlar.
Yurtdışında oldukça başvurulan bu sistem ülkemizde Kambiyo Mevzuatı hükümlerinden dolayı uygulanamamaktaydı. Ancak 28.02.2008 tarihli, 26801 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ ile nakit havuzu sistemi önündeki yasal engeller kaldırılmış ve nakit havuzu sisteminin önü açılmıştır.
A) Kambiyo Mevzuatı Açısından
28.02.2008 tarihinden önce Türk şirketlerin yurtdışından kredi kullanmasında herhangi bir yasal engel bulunmamasına karşılık, Türk firmaların yurtdışına kredi kullandırması engellenmişti. Ancak 28.02.2008 tarihli, 2008-32/34 sayılı Tebliğ ile Türkiye’de yerleşik kişilerce yurtdışındaki pay sahibi ortaklıklara, yurt dışındaki ana şirkete ve grup şirketlerine döviz veya Türk Lirası kredi açılabilmesine olanak tanınmış ve yabancı ortaklı Türk şirketlerin nakit havuzu yapmaları önündeki engel kaldırılmıştır. 2008-32/34 sayılı tebliğden önce banka ve finans kurumu olmayanların yurtdışına kredi vermesine izin verilmemekteydi.
Her ne kadar yurtdışındaki ana şirkete ve grup şirketlerine kredi vermek açısından bir engel kalmasa da, yurtdışındaki firmalardan kredi kullanımında Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) gibi bir sorun ortaya çıkmaktadır. 12.05.1988 Tarih ve 88/12944 Sayılı Kararnameye İlişkin Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkında Tebliğ’e göre bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları kredilerde uygulanan KKDF oranı %3’tür.
B) Kurumlar Vergisi Açısından
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan örtülü sermaye ve örtülü kazanç müesseselerinde önemli değişiklikler yapılmış ve örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı konularında oldukça çağdaş uygulamalar benimsenmiştir.
Nakit havuzu sistemini uygulayacak olan firmaların kurumlar vergisi açısından dikkat etmesi gereken konulardan ilki transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımıdır. Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunurlarsa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılmaktadır. Nasıl ki birbiriyle herhangi bir ilişkisi bulunmayan şirketlerin karşılıksız kredi kullandırması söz konusu olamayacaksa, nakit havuzundan kredi kullanan şirketinde kullandığı bu kredi için emsallere uygun bir faiz ödemesi veya kredi kullandırırsa da emsallere uygun bir faiz tahsil etmesi gerekmektedir.
Türk şirketin yabancı grup şirketinden kullandığı kredi için hesaplanacak emsallere uygun faiz ödemesi üzerinden ise 5520 Sayılı KVK’nun dar mükellefiyette vergi kesintisini düzenleyen 30. maddesine göre yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlar dışındaki her türlü kurum ve kuruluştan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden %10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. (Yurtdışındaki grup şirketinin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında ÇVÖA’nın olup olmadığı kontrol edilmelidir ve anlaşmada faiz ödemeleri ile ilgili maddenin de dikkate alınması gerekmektedir) Ayrıca ortaktan alınan kredi için ödenen faiz üzerinden %18 oranında sorumlu sıfatı ile KDV hesaplanıp ödenmesi gerekmektedir.
Dikkat edilmesi gereken husus yabancı ortaktan alınan kredi için ödenecek faizin emsallere uygun olması gerektiğidir. Aksi takdirde emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bu faiz ödemesi için, kazanç kısmen veya tamamen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacak ve tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, gerekli şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacaktır. Bu durumda yapılan faiz ödemesi hesap döneminin son günü itibari ile dağıtılmış kar payı sayılacağından uygulanacak stopaj oranı %15 olacaktır. (Yurtdışındaki grup şirketinin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında ÇVÖA’nın olup olmadığı kontrol edilmelidir ve anlaşmada kar payı ödemeleri ile ilgili maddenin de dikkate alınması gerekmektedir)
Ayrıca KVK Madde 11/1-c gereğince transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurumlar vergisi matrahının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacağı da unutulmamalıdır.
Nakit havuzu sistemini uygulayacak olan firmaların dikkat etmesi gereken konulardan bir diğeri de örtülü sermayedir. Bilindiği üzere kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılmaktadır.
Nakit havuzu sistemi vasıtası ile yurtdışındaki grup şirketlerinden kullanılacak olan kredilerde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü grup şirketinden kullanılan kredi öz sermayenin üç katını aşarsa örtülü sermaye üzerinden hesaplanan kur farkı hariç olmak üzere, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezrinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacaktır. Bu durumda yurtdışındaki grup şirketine kullanılan kredi için ödenen faiz ve benzeri ödemeler üzerinden %15 stopaj yapılması gerekebilecektir. (Yurtdışındaki grup şirketinin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında ÇVÖA’nın olup olmadığı kontrol edilmelidir ve anlaşmada kar payı ödemeleri ile ilgili maddenin de dikkate alınması gerekmektedir)
İlkten KVK Madde 30 çerçevesinde ödenen faiz üzerinden yapılan %10’luk stopajın, örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesinden dolayı yapılacak olan %15’lik kar dağıtım stopajından mahsup edilip edilemeyeceği 1 Seri Nolu KVK Genel Tebliği’nde açıklanmıştır.
1 Seri Nolu KVK Genel Tebliği çerçevesinde örtülü sermaye sayılan borçlara ilişkin dar mükellef kurumlara ödenen faizler üzerinden yapılmış vergi kesintisi, düzeltme neticesine göre kâr payından yapılması gereken vergi kesintisine mahsup edilebilecektir.
Ayrıca KVK Madde 11/1-b gereğince örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin kurumlar vergisi matrahının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.
C) SONUÇ
Ülkemizdeki bir çok firmada artan yabancı payı göz önünde bulundurulduğunda yabancı ortaklı Türk şirketlerin yurtdışında oldukça sıklıkla başvurdukları nakit havuzu sistemini Türkiye’de de uygulamak isteyebilecekleri açıktır. Her ne kadar nakit havuzu sistemi ile grup şirketlerinin atıl kaynakları etkin şekilde kullanılsa da ve grup dışına faiz ve benzeri ödemeler yapılmadığından finansman giderine katlanılmasa da, yabancı ortaklı Türk şirketlerin grup şirketlerinden alacakları kredilerde %3 KKDF yükü ile karşılaşabilecekleri ve alınan kredi için yurtdışına ödenecek faizlerde KVK’na göre %10 stopaj ve KDVK’na göre %18 sorumlu sıfatı ile KDV hesaplamaları gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca hem Türk şirketin yurtdışına yapacağı faiz ve benzeri ödemeler ve yurtdışından tahsil edeceği faiz ve benzeri ödemeler için, emsallere uygunluk ilkesinin uygulanması gerektiği ve de örtülü sermaye şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin dikkate alınması gerekmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
2008-32/34 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ
88/12944 Sayılı Kararnameye İlişkin Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkında Tebliğ