Arzu AKÇURA DEĞER, SMMM | Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Kıdemli Müdürü
I. Giriş
Vergi Kanunlarımızda Ar-Ge tanımına açıkça yer verilmemiş olmakla birlikte kısaca, yeni ürün, bilim ve teknolojinin geliştirilmesi, ürün kalite ve standardının yükseltilmesi, yeni sistem, süreç ve hizmetlerin oluşturulması, maliyet düşürücü, standart yükseltici faaliyetler ile bu faaliyetlerin sonucunda faydalı araç, gereç, malzeme, ürün, yöntem, sistem tekniklerine ulaşılması olarak tanımlanabilir. Ayrıca, vergi kanunlarımızda Araştırma ve Geliştirme kavramları ayrı ayrı ele alınmamış olup, Ar-Ge faaliyetleri olarak tanımlama yapılmıştır. Konuyla ilgili vergisel düzenlemelere, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu (Geçici 2. madde), Gelir Vergisi Kanunu (89.madde), Kurumlar Vergisi Kanunu (10.madde) ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nda (Geçici 20. madde) yer verilmiştir. Son olarak 12.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.04.2008 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5746 Sayılı kanun ile yeni teşvikler getirilmektedir.
II. Ana Hatlarıyla Mevcut Uygulama
i) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’ndaki Düzenlemeler
Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren tam/dar mükelleflerin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, faaliyete başlanılan tarihten bağımsız olmak üzere, 31.12.2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Diğer bir ifadeyle, bölgede faaliyette bulunan mükellefler istisna kapsamındaki kazançlarını kurumlar vergisi beyannamesinin “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisnalar” bölümünde yer alan “Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazançlar” satırında göstereceklerdir. İstisnaya tabi faaliyetin zararla sonuçlanması halinde ise, zarar tutarı “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider” olarak ticari kazanca eklenecektir. Ayrıca, bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri 31.12.2013 tarihine kadar her türlü vergiden müstesnadır. Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilmiş dahi olsa, bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin bölge dışında gerçekleştirdikleri faaliyetlerden elde ettiği kazançlar istisna kapsamında değildir. Diğer taraftan, bölgede faaliyette bulunan şirketlerin, bu faaliyetleri sonucu buldukları ürünleri seri üretime tabi tutarak pazarlamaları halinde elde edilen kazancın lisans, patent gibi gayri maddi haklara isabet eden kısmı istisnadan yararlanabilecektir. Ayrıca, lisans, patent gibi gayri maddi haklara bağlanmamış olmakla birlikte uyarlama, geliştirme, revizyon, ek yazılım vb faaliyetlerden elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 20. madde ile konuyla ilgili Gelir/Kurumlar Vergisi Kanunu’nda belirtilen istisnalara paralel istisna düzenlemesi yapılmıştır. Şöyle ki; Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na göre bu bölgelerde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir/ kurumlar vergisinden istisna olduğu süre boyunca münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri KDV’den istisna edilmiştir. İstisna sadece bölgede faaliyet gösteren kişi ve kurumlara tanınmış olup sözkonusu kişilerin sadece bölgede üretecekleri yazılım, program ve lisanslarını kapsamaktadır. Mükelleflerin bu kapsamdaki teslimleri nedeniyle yüklendikleri KDV’yi, KDV Kanunu’nun 30/a maddesi gereğince indirim ve istisnaya konu etmesi mümkün olmayıp, bu tutar işin mahiyetine göre gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınacaktır.
ii) Ar-Ge İndirimine İlişkin Düzenlemeler
a) 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’ndaki Düzenlemeler
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %40’ı (5746 Sayılı Kanun ile bu oran %100’e çıkarılmıştır) oranında hesaplanacak Ar-Ge indiriminin kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği belirtilmiştir.
b) 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’ndaki Düzenlemeler
Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde Ar-Ge indirimine ilişkin düzenlemeye yer verilmiş olup, mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı (5746 Sayılı Kanun ile bu oran %100’e çıkarılmıştır) oranında hesaplanacak Ar-Ge indirimini gelir vergisi matrahı tespitinde indirim konusu yapabilecekleri belirtilmiştir.
c) Ar-Ge İndiriminden Kimler Yararlanabilir?
Ar-Ge Harcaması niteliğinde harcama yapan tüm mükellefler Ar-Ge indiriminden yararlanabilir. Konuyla ilgili herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Mükellefin tam/dar mükellef olmasının uygulama açısından bir önemi yoktur. Ayrıca, Ar-Ge indirimine konu olacak Ar-Ge harcamasına ilişkin herhangi bir alt sınır yoktur.
d) Ar-Ge İndirimi Kapsamındaki Ar-Ge Faaliyetleri
Mükellefin Ar-Ge İndiriminden yararlanabilmesi için aşağıda sıralanan Ar-Ge faaliyetlerini sürdürebileceği ayrı bir Ar-Ge departmanına sahip olması gerekmektedir. Sözkonusu Ar-Ge faaliyetleri 1 No.lu KVK Genel Tebliği’nde aşağıdaki şekilde sıralanmıştır;
-
Bilimsel ve teknolojik alanlardaki belirsizlikleri gidermek ve bunları aydınlatmak amacıyla, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni teknik bilgilerin elde edilmesi,
-
Yeni yöntemlerle yeni ürünler, madde ve malzemeler, araçlar, gereçler, işlemler, sistemler geliştirilmesi, tasarım ve çizim çalışmaları ile yeni teknikler ve prototipler üretilmesi,
-
Yeni ve özgün, tasarıma dayanan yazılım faaliyetleri,
-
Yeni üretim yöntem, süreç ve işlemlerinin araştırılması ve geliştirilmesi,
-
Bir ürünün maliyetini düşürücü, kalite, standart ve performansını yükseltici yeni tekniklerin /teknolojilerin araştırılması.
Ayrıca, bu kapsamda değerlendirilen harcamalar da aşağıdaki gibidir;
-
İlk madde ve malzeme giderleri: Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılan direkt ilk madde, yardımcı madde, işletme malzemesi, ara mamül, yedek parça vb giderler bu kapsamdadır.
-
Personel Giderleri: Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla istihdam edilen ve faaliyetin gerektirdiği niteliklere sahip personel ile ilgili tahakkuk ettirilen ücretler vb giderler bu kapsamdadır.
-
Genel Giderler: Ar-Ge faaliyetlerinin sürdürülmesi ile ilişkili elektrik, su, bakım onarım, haberleşme, nakliye, sigorta, kitap, dergi vb giderler ile Ar-Ge faaliyetleri için kullanılan tesislerle ilgili kira giderleri Ar-Ge kapsamında değerlendirilmektedir.
-
Dışardan Sağlanan Fayda ve Hizmetler: İşletme dışındaki kurumlardan anormal bakım-onarım hizmeti dışında alınan mesleki ve teknik destek ile yaptırılan analizler bu kapsamda değerlendirilmektedir.
-
Vergi, Resim ve Harçlar: Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olan ayni vergi, resim ve harçları kapsar.
-
Amortisman ve Tükenme Payları: Doğrudan Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılan maddi/maddi olmayan duran varlıklar için ayrılan amortisman/ tükenme payları bu kapsamdadır. Söz konusu iktisadi kıymet münhasıran Ar-Ge faaliyetleriyle ilişkili kullanılmalıdır.
-
Finansman Giderleri: Ar-Ge projesi kapsamında yerli, yabancı, uluslararası kurumlardan temin edilen kredilere ilişkin finansman gideridir. Giderlerin tespit ve tevsiki zorunludur.
e) Ar-Ge Harcamalarının Muhasebeleştirilmesi
Ar-Ge harcamalarının doğrudan giderleştirilmesi ya da aktifleştirilerek amortisman yoluyla itfa edilmesi konusunda farklı düzenlemeler mevcuttur. Şöyle ki, 38 Seri No.lu Muhasebe Standardında ve 9 No.lu Uluslararası Muhasebe Standardında araştırma ve geliştirme kavramlarının ayrı ayrı tanımı yapılmış ve yapılan harcamaların aynı anlama gelmedikleri ifade edilmiştir. Bu ayırım, söz konusu harcamaların muhasebeleştirilmesinde de farklılık yaratmıştır. Oysa, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda söz konusu harcamalar Ar-Ge harcaması olarak tek bir kavram olarak tanımlanmış ve muhasebeleştirme aşamasında araştırma ya da geliştirme harcaması olarak fark gözetmeksizin, tüm harcamaların aktifleştirmesini zorunlu tutulmuştur. Ancak, gayrimaddi hakka yönelik olmayan ve Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde aktifleştirilmesi gerekmeyen harcamalar doğrudan gider yazılabilecektir. Bu uygulamayla, konuya vergisel açıdan yaklaşılmış ve araştırma harcamalarıyla her ne kadar gelecekte bir iktisadi kıymet elde edilip edilmeyeceği belirsiz de olsa işbu harcamaların gider olarak dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Ancak, mükellefin ileriki yıllarda Ar-Ge faaliyetlerinden/projeden vazgeçmesi durumunda ya da sonuç alınamayacağının kesinleşmesi halinde aktifleştirilen tutarın tümü ilgili dönemde doğrudan gider olarak dikkate alınabilecektir. Faaliyetlerin/projenin maddi ya da gayrimaddi bir kıymetle sonuçlanması durumunda, ilgili kıymet 333, 339 ve 365 Sıra No.lu VUK genel tebliği uyarınca belirlenen itfa ömrüne göre amortismana tabi tutulacaktır.
f) Ar-Ge İndiriminden Yararlanılması
Mükellefler, KVK 10. maddesi 1/a fıkrasına göre ister aktifleştirilsin ister doğrudan gider yazılsın ilgili dönemde yapılan ve ayrıntılarına yukarıda yer verdiğimiz münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik harcamalarının tamamı üzerinden %40 (5746 Sayılı Kanun ile bu oran %100’e çıkarılmıştır) oranında Ar-Ge indirimini ayrıca hesaplayarak kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapacaklardır. Ar-Ge indiriminden yararlanmak isteyen mükellefler, uygulamaya başlayacakları döneme ait geçici vergi beyannamesinin verileceği tarihe kadar KVK Genel tebliği ekindeki (Ek 1) raporu iki nüsha olarak hazırlayacaklar ve bir dilekçe ekinde Gelir İdaresi Başkanlığı’na göndereceklerdir. Uzman kuruluşun projeyi onaylamasına müteakip Gelir İdaresi Başkanlığı mükellefe raporu (Ek 2) gönderecektir. Ancak, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararlarına istinaden uygulanan Ar-Ge yardımına ilişkin mevzuat çerçevesinde TÜBİTAK tarafından önceden incelemesi yapılan mükelleflerin yukarıdaki işlemleri yapmalarına gerek yoktur. Yetkili makamların proje başvurusunu olumsuz cevaplandırması durumunda; haksız yere faydalanılan tutar vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte vergi dairesine ödenecektir.
Ar-Ge indirimi, Ar-Ge faaliyetine başlanmasını takiben hem geçici vergi beyannamesinde hem kurumlar vergisi beyannamesinde “Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisnalar” bölümündeki Ar-Ge İndirimi satırına yazılmak suretiyle gösterilecektir. İlgili dönemde kazancın yetersiz olması nedeniyle indirim konusu yapılamayan Ar-Ge indirimi tutarı endekslemeye tabi tutulmaksızın sonraki hesap dönemlerine devredilerek kullanılabilecektir. Ar-Ge indirimi tutarının doğru bir şekilde hesaplanması önem arz ettiğinden, mükelleflerin söz konusu harcamalarını uygun bir şekilde takip etmeleri gerekmektedir. Ar-Ge indiriminden yararlanılması açısından söz konusu harcamaların aktifleştirilmiş olması ya da doğrudan gider yazılması farklılık yaratmamaktadır.
Kazanç varken indirilmeyen Ar-Ge harcaması (indirimin yapılmamış olması gerekçesi ile) sonraki yıl/yıllardaki kazançtan indirilemez. Ar-Ge indiriminin, harcamanın yapıldığı yılda kurum kazancından indirimi esastır fakat yılı içerisinde indirilmeyen veya indirimi unutulan durumlarda, ilgili dönem beyannamesinin düzeltilmesi gerekir.
Konuyla ilgili diğer bir önemli husus ise Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Serbest Bölgelerde kazancına istisna uygulanacak Ar-Ge faaliyetleri için yapılan harcamalar dolayısıyla Ar-Ge indiriminden yararlanılmasının mümkün olmadığıdır. Yani, istisna uygulanacak kazancın elde edilmesine yönelik olarak yapılan harcamalar Ar-Ge indirimi kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, bu bölgelerde yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin işletmenin merkez faaliyetiyle ilgili olması ve anılan kanunlardaki kazanç istisnalarına konu olmaması durumunda, söz konusu harcamalar Ar-Ge indirimi kapsamında değerlendirilebilir.
g) Ar-Ge Faaliyetinin Sınırı
Esas itibarıyla, denemelerin son bulduğu ve ilk üretimin yapıldığı aşamada Ar-Ge faaliyetinin sona erdiği kabul edilir. Bu aşamadan sonra yapılan harcamalar Ar-Ge harcaması kapsamında değerlendirilmez. Tamamlanan bir Ar-Ge projesi neticesinde elde edilen ürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar, yeni bir Ar-Ge projesi olarak değerlendirilir. Öte yandan, ürünün oluşturulmasına yönelik yapılan çeşitli test vb harcamalar Ar-Ge faaliyeti kapsamında değerlendirilir. Ürünün tanıtılmasına yönelik yapılan harcamalar Ar-Ge faaliyetinin dışındadır.
h) Ar-Ge Desteğinin Gelir Yazılıp Yazılmayacağı Hususu
1 No.lu KVK Genel Tebliği’ne istinaden, geri ödeme koşuluyla sermaye desteği olarak sağlanan destekler, borç mahiyetinde olup ticari kazanca dahil edilmeleri söz konusu değildir. Ne var ki hibe şeklinde sağlanan destek tutarları ile diğer kurumlardan bu mahiyette sağlanacak her türlü destek tutarları, ticari kazancın bir unsuru olarak ticari kazanca dahil edilecektir. Maliyetleri, bu tür desteklerle karşılanan Ar-Ge harcamaları da Ar-Ge indiriminin hesabında dikkate alınacaktır. Söz konusu Ar-Ge projeleri özellikle TÜBİTAK tarafından desteklenmekte ve bu kapsamda mükelleflere Ar-Ge harcamasının %50-60’ına varan karşılıksız devlet desteği sağlanmaktadır. Ancak, bu tutarlar mükellefçe gelir olarak dikkate alındığından üzerinden %20 oranında kurumlar vergisi hesaplanmaktadır.
i) Ar-Ge Projelerinin Devri
Tamamlanmış ya da tamamlanmamış bir Ar-Ge projesinin başka bir kuruma satılması halinde aktifleştirilen tutarlar kurum kazancının tespitinde maliyet unsuru olarak dikkate alınır.
Ar-Ge indirimi uygulamasında, henüz tamamlanmamış bir Ar-Ge projesinin başka bir kuruma satılması durumunda, Ar-Ge projesini devralan kurumun bu projeye ilişkin olarak ilave yaptığı harcamalar Ar-Ge indirimine konu olabilir. Dolayısıyla aynı harcamalar üzerinden hem devreden hem de devralan kurumun yararlanması engellenmiştir. Devralan kurum satın aldığı projeyle ilgili ilave olarak yapacağı harcamalar üzerinden Ar-Ge indiriminden yararlanırken, devreden kurumda ilgili proje kapsamında Ar-Ge harcaması olamayacağından Ar-Ge indiriminden yararlanması mümkün olmayacaktır.
Öte yandan, tamamlanmış bir Ar-Ge projesinin başka bir kuruma satılması durumunda proje tamamlanmış olarak satın alındığından devralan kurumun bu kapsamda bir harcaması olmayacak, dolayısıyla devralan kurumun Ar-Ge indiriminden yararlanması da söz konusu olmayacaktır.
III. 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun, 12.03.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 01.04.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan Kanun 31.12.2023 tarihine kadar uygulamada kalacaktır. Kanun kapsamında aşağıda ayrıntılarına yer verilen beş ayrı destek ve teşvik sağlanması öngörülmüştür. Kanunun uygulaması ve denetimine ilişkin usul ve esaslara Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı tarafından birlikte çıkarılacak yönetmelikte yer verilecektir. Bu kanun kapsamındaki indirim, istisna, destek ve teşviklerden yararlananlar Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun aynı mahiyetteki hükümlerinden ayrıca yararlanamayacaklardır.
a) Yeni Kanun Neler Getiriyor?
i) Ar-Ge indirimi: Bu düzenleme ile,
-
Teknoloji merkezi işletmelerinde,
-
Ar-Ge merkezlerinde,
-
Kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı ile
-
500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı,
KVK 10. maddesine göre kurum kazancının ve GVK 89. maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır. Bu harcamalar, aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi kıymet oluşmaması halinde ise doğrudan gider yazılır. Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar, takip eden yıllarda her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.
ii) Gelir vergisi stopajı teşviki: Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personelinin (Destek personelinin tam zaman eşdeğeri sayısı, toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının %10’unu aşmamak şartı ile); bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı olanlar için %90’ı, diğerleri için %80’i gelir vergisinden müstesnadır.
iii) Sigorta primi desteği: Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personeli (Destek personelinin tam zaman eşdeğeri sayısı, toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının %10’unu aşmamak şartı ile); ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı’nca karşılanır.
iv) Damga vergisi istisnası: Bu Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmaz.
v) Teknogirişim sermayesi desteği: Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini önbaşvuru tarihinden en çok beş yıl önce almış kişilere bir defaya mahsus olmak üzere teminat alınmaksızın 100.000 YTL’ye kadar teknogirişim sermayesi desteği hibe olarak verilecek. Sözkonusu destekten her yıl en çok 100 kişi yararlanabilecek ve sermaye desteği tutarı her yıl o yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacak.
b) Mevcut Düzenlemedeki Değişiklikler
Vergi mevzuatında Ar-Ge indiriminin düzenlendiği, GVK 89. maddesi ile KVK 10. maddesinde yer alan “araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %40’ı oranında” ibaresi “araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %100’ü oranında” olarak değiştirildi.
IV. Sonuç
Rekabetin her geçen gün daha da arttığı günümüzde, ülkelerin başarısında Araştırma ve Geliştirme faaliyetlerine verilen önem ve bu kapsamda sağlanan destek ve teşvikler kritik rol oynamaktadır. Ülkemizde de Ar-Ge harcamalarına verilen vergisel desteğin özellikle son düzenlemeler ışığında artarak devam edeceği görülmektedir. Yeni düzenleme ile %40 olarak uygulanan Ar-Ge indirimi oranı %100 olarak yükseltilmiştir. Ayrıca, kazancın yetersiz olması nedeniyle sonraki yıllara devreden Ar-Ge indirimi tutarları yeniden değerleme oranında arttırılmaktadır. Diğer bir önemli değişiklik ise Ar-Ge ve yenilik harcamalarının aktifleştirilme zorunluluğunun getirilmiş olmasıdır. Mevcut uygulamada gayrimaddi hakka yönelik yapılan harcamalar ile VUK hükümleri çerçevesinde aktifleştirilmesi gereken harcamalar dışındaki harcamaların doğrudan gider kaydedilmesi mümkün bulunmaktaydı. Diğer taraftan, kanunda Ar-Ge merkezi tanımı getirilmiş olup, mevcut uygulamadaki Ar-Ge departmanını ifade ettiği görülmektedir. Ancak, en az 50 Ar-Ge personelinin bu merkezde istihdam edilme şartı da getirilmiştir. Konuyla ilgili gelişmelerin ve açıklamaların mükelleflerce yakından takip edilmesinde fayda var. Son olarak üzerinde durmakta yarar gördüğümüz nokta ise, Ar-Ge faaliyetlerine yönelik olarak mükelleflere verilen desteklerin teşvik edilmesine yönelik düzenlemedir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, genel olarak hibe şeklinde sağlanan destekler ticari kazancın bir unsuru olarak kurum kazancına dahil edilerek kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Ancak, yeni düzenlemeyle kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar ve uluslararası fonlar tarafından verilen destekler elde edildiği hesap dönemini izleyen 5 yıl boyunca mükellefçe özel bir fon hesabında tutulması durumunda vergi dışı bırakılacaktır. Bu süre içinde tutarın sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi ya da işletmeden çekilmesi durumunda zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğratılmış sayılacaktır.
KAYNAKLAR:
Kurumlar Vergisi Kanunu
Gelir Vergisi Kanunu
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ
Katma Değer Vergisi Kanunu
4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun